“Ertesi gün için bir şey diyemem ama rakı içtiğin gün ölmezsin” demiş şair Cemal Süreya. 26 Mart işte o gün; yani Dünya Ölmeme Günü! Rivayet olunur ki, en son 1985’te kutlanmış. Gazeteci Nilay Örnek’in yazdığına göre, bu günün bir de hikayesi var. Bu gün için yeniden buluşulduğunda derlemiş, yeniden dinlemiş hikayeyi Nilay Örnek.
RAKI VE ÖZGÜRLÜK GÜNÜ!
İddiaya göre, Turgut Uyar ölmeden önceki son şişe Fotoğrafçı İsa Çelik’in elindeymiş. İsa Çelik şöyle anlatıyor: “Tomris, aynen Turgut ve Edip gibi içmeyi seven bir insan. Yıl 1981. O dönem Barış Derneği’ndeyim, Görsel Sanatçılar Derneği kurucu üyesiyim. Bir kalabalık Neşe’de buluştuk. Tomris, ‘Rakı ve Özgürlük Günü’ diye bir şey düşündük’ dedi. Ben de ‘Tomris, tamam, rakı ve özgürlük de, 6-7 yerden aranıyorum’ dedim! Oturduk çakıştırmaya başladık. Tomris cevval zekâ! Bir büyük rakı söyledi. Dedi ki: ‘İsmet önümüzdeki yıl bugüne kadar bu rakıyı muhafaza edeceksin ve gelecek yıl açıp içeceğiz.’ Aldım rakıyı, kâğıt kapladım getirdim. O rakıyı öyle verirsek, biliyorum, alçak İsmet gidecek içecek sonra alacak başka rakıyı getirecek. Dedim ki ‘Herkes imzalasın, bu rakıyı bu kâğıda sarıyoruz, bantlıyoruz’… Sonra imzaladık, İsmet’e verdik. Rakı ve Özgürlük lafı Dünya Ölmeme Günü oldu. Tomris’in lafıdır o…”
TURGUT UYAR GİDENE KADAR…
İkinci Yenicilerin yaşattığı bu gelenek ile ilgili farklı iddialar da dolanıyor. Hemen hepsi aynı kapıya çıkıyor ama. Tomris Uyar, Bir başka rivayete göre; 26 Mart akşamı 2. Yeniciler eşleriyle, sevgilileriyle bir rakı sofrasında toplanmış, masadakilerden biri “vücudunda gezen bir iğne olduğundan ve bunun kalbine saplanmasından korktuğundan” bahsetmiş. Turgut Uyar, büyük bir rakı şişesi istemiş ve masadaki herkese imzalatmış. Sonra da kadına verip “Seneye bugün bu şişeyi burada hep beraber içeceğiz” demiş. Sonraki yıllarda bu gelenek olmuş, hep buluşmuşlar.
Gelenek 1985 yılına kadar sürmüş, o yıl Turgut Uyar hayata veda edince, gelenek de son bulmuş.
Yine Cemal Süreya’nın Turgut Uyar şiirinde dediği gibi: “Öldüğü gün Hepimizi işten attılar.”