Şuan Okunan
8 Mayıs Faşizmin Yenilgisi: “Tüm Halklar Adına Yendi Bizi”

8 Mayıs Faşizmin Yenilgisi: “Tüm Halklar Adına Yendi Bizi”

İnsanlığın gördüğü en büyük yıkımlardan biriydi 2. Dünya Savaşı. Bu yıkımı en iyi anlatanlardan biri de Almanyalı bir şair; Bertolt Brecht. “Memleketinizi BEN tahrip etmiş gibiyim / Onu yapan kardeşimdi çünkü, Allah kahretsin!” diyen Brecht, savaşın sadece görünen acılarını değil; nedenlerini de, sonuçlarını da anlattı şiirleriyle. Mitos Boyut Yayınları’nın yayımladığı “Bertolt Brecht-Bütün Şiirleri” dizisinin ikinci cildi ağırlıklı olarak savaş şiirlerinden oluşuyor. Yılmaz Onay’ın Türkçe’ye çevirdiği şiirlerin bazıları tanıdık, ama çoğu Türkçe’ye yeni kazandırılmış şiirler. “Svendbord Şiirleri”, “Steffin Derlemesi”, “Hollywood Elejileri”, “Alman Taşlamaları”, “Çocuk Şarkıları”, “Yeni Çocuk Şarkıları”, “Buckow Elejileri”, “Bakır Alımı’ndan Şiirler” gibi bölümlerde Brecht şiirlerini okura sunan çalışmanın kitabın 130 sayfalık “Açıklamalar” bölümü de var. Bu bölüm, hem tarihi anımsatıyor; hem de şiirlerin arka planındaki gerçekleri gösteriyor. Aralarında Brecht’in emek şiirlerinin, “Çocuk Şarkıları”nın, “Sürgün Şiirleri”nin, tiyatroya dair şiirlerinin olduğu bölümler yer alıyor bu ciltte. Ancak, bu cildin en önemli özelliği, fotoepigramlardan oluşan “Savaş El Kitabı”na fotoğraflarıyla birlikte yer veriyor oluşu. Bu kitapta, çeşitli gazete ve dergilerden biriktirdiği küpür ve fotoğrafları, yeniden okuyor Brecht. Dörtlükler halinde yazdığı “fotoğraf altları”, fotoğrafları anlatan, onların nasıl okunacağını gösteren şiirler olmaktan fazlasını içeriyor. Brecht, yazımı onyıllar süren ve 1955 yılında basılan “Savaş El Kitabı”nda, savaşı tüm boyutlarıyla başarılı biçimde anlatıyor.

Dünyanın değişik bölgelerinden dört çocuk fotoğrafının altına “Kutlayın haydi, yendiğiniz biziz işte!” notu düşerken de; Alman bombardıman uçağı mürettebatına “Şimdi senin kentinin üstündeyiz! / Ey kadın, çocukları için korkan / Sen de çocukların da hedefimiz / Niçin diye soruyorsan, bil: Korkumuzdan” dedirken de, savaşı sadece “ölüm ve gözyaşı” olarak algılayıp karşı çıkan bir hümanist değildir Brecht. Eleştiri oklarını, Nazilere, onlar için savaşanlara olduğu kadar, Fransız işbirlikçilerine, ABD-İngiltere’nin tutumuna da yöneltir. “Hitler önce Rusları bitirsin de!” diyen Churchil’i de, savaş sonrası gıda yardımı karşılığı Avrupa’yı satın alan tröstleri de anlatır: “Un ve bir de kral getirdik, alın / Yalnız unu alan, kralı da almak zorunda / Çizme yalamaktan hoşlanmayanın / Hoş geçinmesi gerek yine açlıkla”. Brecht, Sicilyalı bir köylünün ağzından savaş sonrası durumu şöyle anlatır: “Eyvah, bizim efendiler ikileşti / Susuz taşlı tarlamızda şimdi de / Üç yabancı ordu savaş halinde / Yalnız bize karşı bir olur hepsi.” Alman halkı için yazdıklarında bir “özeleştiri” vurgusu yapmaktan çekinmez. “Bu kentlerde ‘Heil’ diye böğürerek biz / Yüceltmiştik bir zamanlar dünya yıkımcılarını” der; “Köle olmayı kabullenen bir halk” diye niteler kendi ulusunu. Bunu yaparken, Nazi propagandasını, onu besleyen ana kaynakları, kapitalistin çıkarını, Kilise’nin tutumunu gözler önüne serer. Almanya’nın yenilgisinden duyduğu sevinci dile getirirken; yenenin dünya halklarını temsil eden Sovyetler olması ayrıca gururlandırır onu: “Ama aştığımızda Moskova önlerini / Tarla ve fabrika halkı çıktı karşımıza / Ve tüm halklar adına yendi bizi / Kendine Alman diyen halk adına da.” Brecht, Nazi ordularını yenilgiye uğratan gücün Sovyet halkı olduğunu vurgular ve tüm eleştirilerden azade, sürekli övgüyle bahseder Sovyetler’den… Bu, Batı cephesini açmak için yıllarca bekleyen ve Sovyetler Naziler’i önüne katıp kovalarken Normandiya çıkarmasını başlatan ABD ve İngiltere’ye karşı tutumunu da belirler: “O Haziran sabahı Cherbourg yakınında / Denizden çıktı Mainelı adam, geçti saldırıya / Sözde Von der Ruhr’lu adama karşı / Ama çıkış Stalingradlı’ya karşıydı.”

Savaşa karşı çıkmak için… Yeni bir savaş kapımızdayken, Bertolt Brecht’in savaş karşıtı şiirlerine bir kez daha bakmakta fayda var. Geçmişi unutmamanın, bugünü anlamanın en iyi yolu olduğu hep söylenir. Brecht, dünyanın yaşadığı en büyük savaşı şiirleriyle anlatıyor; en doğru, en sağlıklı biçimde. İnsan öldürmeye giden kandırılmış kardeşlerini de; emperyalistlerin kanını emmek için can attığı Afrikalı dilberi de, savaş sonrası iyice açığa emperyalist hegamonya kavgasını da bu şiirlerde görmek mümkün. Her şeyden önemlisi, Brecht’in her dizesi savaşa karşı çıkmak için bir neden daha koyuyor önümüze. Daha doğrusu, bir insanlık görevi koyuyor. Yenen ülkede de, yenilen ülkede de kaybedenin “basit halk” olduğunu söylüyor. Bugünün, “Bir koyup üç alma” derdindekileri; “yeni borç alabilmek için askeri cepheye sürmekten çekinmeyenler”i, onun Fransız işbirlikçi hükümetini anlatan dizelerinde görmek mümkün. “Her şey Almanya için” diyenlerin peşinde kendilerini ve dünyayı felakete sürükleyen bir halkın dramı da var Brecht’in şiirlerinde; yeni kâr alanları yaratmak için savaş çıkaran emperyalistler de… Brecht’in Hitler’in fotoğrafının birinin altına yazdığı şu dörtlük; bugün hangi fotoğrafların altında doğrulanıyor dersiniz: “Az kaldı dünyayı yönetecekti bu.

Ayrıca Bakınız

Halklar onun üstesinden geldi Ama sevinmeyin hemen, çünkü onu: Doğuran karın bugün hâlâ verimli”.


Tüm Hakları Saklıdır 2024 - Tasarım: Merhaba Grafik