Dünden bugüne kalanları araştırmak ve gün yüzüne çıkarmakla yetinmeyip bugünden yarına kalacakları da kayıt altına almayı amaçlayan Türkiye Tiyatro Vakfı tarafından hazırlanan “Ustalar Ustalarını Anlatıyor” adlı podcast’inin her bölümünde günümüzün usta tiyatro sanatçılarından biri konuk olarak hem konu üzerine görüşlerini hem de kendi ustalarını ve onlara dair anılarını paylaşıyorlar. Moderatörlüğünü ilk üç bölümde Hasan Şahintürk’ün, devamında ise Noyan Ayturan’ın üstlendiği seri, usta-çırak ilişkisinin giderek yok olduğu günümüzde ustalık kavramını sorguluyor. “Ustalar Ustalarını Anlatıyor”, her bölümde konuklarıyla birlikte her şeyin hızla tüketildiği, herkesin çabucak “kahraman” olduğu günümüzde usta-çırak ilişkisinden söz edilip edilemeyeceği; öğrenmenin en etkili yollarından biri olarak tanımlanan ve bir deneyim aktarımına dayanan bu ilişkinin geçmişte kalıp kalmadığı gibi soruları masaya yatırıyor. Tiyatro tarihimize dair önemli bir derleme sunan seri konuklarıyla bugünü konuşurken aynı zamanda düne ışık tutmayı ve bunları yarına bırakmayı hedefliyor.
“SAİM BUGAY İDOLÜMDÜR”
“Ustalar Ustalarını Anlatıyor” serisinin 10. bölüm konuğu olan Barış Dinçel “Bir ustanın çırağıyla yaşam içinde birlikte olması gerekmiyor; bir sürü insan bana bu noktada el vermiş oluyor,” diyerek eserlerinden etkinlendiği bir sanatçının da kişinin ustası sayılabileceğine değiniyor. “Bunun yanında, yan yana olduğum bir sürü insan da oldu,” diyen Dinçel “Akademide çalıştığım yıllar içinde öğrendiğim en önemli şeyleri Saim Bugay’dan öğrendim. Benim için çok önemli bir adamdır, idolümdür,” diye devam ediyor. Şehir tiyatrosunda çıraklık yaptığı dönemde tecrübelerini artısıyla, eksisiyle not ettiğini anlatan Dinçel, bunlardan çıkardığı sonuçlardan büyük fayda gördüğünü de ifade ediyor.
“Babam Savaş Dinçel bana, var olmanın her şeyin başı olduğunu söyledi”
Babası Savaş Dinçel’in kendisine, var olmanın her şeyin başı olduğunu söyleyerek “Eğer var olduğunu hissediyorsan ve var olabilecek yapıda bir şey ortaya koyabiliyorsan, insanlar o yaptığın şeyle seni kabulleniyorlarsa, zaten gerisi gelecek” dediğini anlatan Barış Dinçel “Bu benim için çok önemli bir usta nasihatiydi,” diye ekliyor.
Sanatın tüm dallarına sürdürülebilir destek veren Mey|Diageo’nun katkılarıyla hazırlanan “Ustalar Ustalarını Anlatıyor” serisinin tüm bölümlerine Spotify başta olmak üzere podcast dinlenebilen kanallardan ulaşılabilir.
TÜRKİYE TİYATRO VAKFI
Türkiye’nin tiyatro mirası, ülkemizin kültür çeşitliliğini ve zenginliğini güçlü biçimde yansıtmaktadır. Tiyatro mirasını korumak yalnızca unutulanları anımsamak, bilinmeyenleri gün yüzüne çıkarmak değil aynı zamanda toplumsal belleği canlı tutmak anlamına gelir. Tam da bu nedenle ortak yaşam kültürümüzü korumak adına büyük önem taşır. Başta İstanbul gibi köklü tiyatro geçmişi olan bir kentte ve genel olarak ülkemizde tiyatro belleğinin hızla yok olması, çeşitli kültür ve eğitim kuruluşları da içinde olmak üzere, toplumun büyük bir kesiminin tiyatro kültür mirasımıza uzak duruşu, dolayısıyla ona sahip çıkılmaması ve kalıcılığının sağlanamaması kültürel değer yitimine neden olmaktadır. Türkiye Tiyatro Vakfı bu bellek ve değer yitiminin önüne geçerek tiyatro sanatına boyut katmak, ülkemizde yerleşik bir geleneğe sahip tiyatro alanında kapsayıcı ve bütünlüklü bir arşiv oluşturmak üzere bir grup tiyatro insanı ve akademisyen ile yola çıktı.
Türkiye Tiyatro Vakfı’nın kuruluş amaçları:
Türkiye Tiyatro Müzesi ve Araştırma Merkezi’ni kurarak Türkiye tiyatrosu arşivini bir arada tutmak, zenginleştirmek, paylaşıma açmak, bilgi üretimine ortam sağlamak ve oluşturulacak bu kültürel birikimi gelecek kuşaklara aktarmak,
Dünden bugüne kalanları araştırmak ve gün yüzüne çıkarmakla yetinmeyip bugünden yarına kalacakları da kayıt altına almak,
Türk tiyatrosuna önemli katkıda bulunmuş Ermeni, Rum ve Yahudi topluluklarının tiyatro kültürünü tüm katmanlarıyla bir araya getirmek ve görünürlüğü sağlamak,
Geleneksel Türk tiyatrosuyla ilgili her türlü belgeye ve yaşayan ustalara ulaşmak, bu alanda kapsamlı araştırma ve yayın çalışmaları yapmak,
Yaşayan ve süreklilik sağlayan bir müze yapılanması ile içinde tiyatro da olmak üzere çeşitli kültür etkinlikleri yapılmasına olanak tanıyan, sergilemede özellikle çocuk, genç ve engelli ziyaretçileri gözeten, çağdaş ve dinamik bir kültür merkezi oluşturmaktır.