Şuan Okunan
Büyük Plan: İnsan olmak nedir?

Büyük Plan: İnsan olmak nedir?

Halkımızı son derece saçma sapan düşüncelere sürükleyen yazarlarımıza vaktiyle çok detaylı cezalar kesilmiştir. İster misiniz?”

MUSTAFA KARA

Bu ara ne izlesem, ne yazsam söze “Quid Rides? Mutato nomine, de te fabula narratur!” diye başlayasım geliyor: “Ne gülüyorsun! İsimleri değiştir, anlatılan senin hikayendir.”

Bu durum biraz can sıkıcı tabii, ağız tadıyla ne bir tragedya ne bir distopya izleyebiliyorsun. Başlangıçta var olan söz dönüp dolaşıp aynı sona erişiyor. Büyük Plan’ın distopik dünyasının anlattığı da çürümüş bir adalet sistemi ve yozlaşmış bir medya arasında kalmış biri avukat, biri gazeteci-yazar bir çiftin hikayesi işte. Her şey bitmemiş, “İnsan olmak nedir?” sorusuna dair kırıntılar kalmış ki, bir kaçış arayışı da var.

Proje No 2’nin bu sezon prömiyerini yaptığı oyunda totaliter ve adaletsiz bir rejimin birey üzerindeki etkileri gösterilirken seçilen iki karakter tesadüf değil. Eğitimli ve aslında ne olduğunun farkında olan iki karakter, ifade özgürlüğünün ve insan haklarının simgesi olan mesleklerden geliyor. Bir meslek olmanın ötesinde aydın sorumluluğu da yükleyen bu işler, bilinç düzeyi ile birlikte bir direnç ve itiraz noktası olmayı gerekli kılıyor. Maalesef bu tavrı göremiyoruz. Toplumsal çöküşü göstermek için merceğin çürümüş iki kuruma tutulması yerinde. Medyanın manipülatif gücüyle, düşünebilme yetisi tahrip edilen ve adaletin yok oluşunu izlemek zorunda bırakılan bir toplumda yaşayan bireylerin kaçabileceği neresi var ki? Daha önemlisi neden kaçacaklar? Yaşadıkları distopik dünyadan mı? Nereye? Yapay gerçekliğin ördüğü ağları nasıl aşacaklar? Sahi nasıl bir dünyada yaşıyoruz biz? Bilmeden, anlamadan ne kaçmak mümkün ne değiştirmek.

Yumuşak tatlı kocaman bir pamuk şeker gibisin. Hani böyle koca bir ısırık alırsın, sonra fırt diye kayboluverir ağzında.”

Sistem bağımlısı bir gazeteci. Sadece yazması gerekenleri yazdığı halde korkudan muaf değil: “Öldürülen gazeteci ben de olabilirdim, ben kendime ağlıyorum.” Avukat eşi zaten fikirlerine katıldığından değil, yazarlığını eş durumundan takipte! Gözleriyle gördüğü dünya ile medyanın yazdığı dünyanın farkından haberdar. Bu denli bunalımlı günlerde çiftin cinsel hayatının da bozulmaması namümkün! Yozlaşan ve kendileri olma halini yitiren bireyler sağlıklı bir cinsel yaşamın da çok uzağında. Erkek bireyin her anlamda yaşadığı iktidarsızlık, toplumsal çürümeyi de simgeliyor. Kadın bireyin kocasına yönelik eleştirel diline karşın özünde farklı bir tutumu yok. Otoriter bir rejimin hareketsiz kıldığı, elde ettikleri çıkarlar ve hayat standardı ile bilinçlerini teslim etmiş küçük burjuvalar var sahnede. Kendi aralarında ucundan berisinden eleştirdikleri sistemin dişlileri oldukları halde değilmiş gibi yapmayı, başka çareleri yokmuş gibi düşünmeyi, üzerine bir de kaçış hayali kurmayı tercih ediyorlar.

Biz ölmüş adamın arkasından konuşmayız, Allah günahlarını affetsin. Herkes istediğini düşünebilir tabii ki ama keşke yazmasaydı. Bak, öldürdüler işte!”

Büyük Plan’da, tavandan sarkan ipten perdeler projeksiyon cihazından yansıyan görüntüleri yansıtma işlevini üstleniyor. Nuri Sezer’in tasarladığı tek tip kostümler distopik evreni vurgularken, yapay zeka kullanılarak geliştirilen video karakter ve onun suretinde yaşanan değişimler “Big Brother” göndermesi yapıyor. Yapay zeka tasarımları R. Onur Duru ve Güvenç Selekman’ın oluşturduğu komutlarla yapay zekaya yaptırılmış. Seyhan Arman’ın video oyuncusu olarak yer aldığı oyunda, yetkililerin açıklamalarını aktarırken yüzünün yaşadığı değişim takdire şayan. Yapay zeka tasarımları ile gerçekliğin oyundaki uyumlu birleşimi salt bir sahne tasarımı özelliği olarak öne çıkmıyor, aynı zamanda hikaye içinde yaşadıkları gerilimi güçlendirici bir etki yapıyor. Projeksiyondan yansıyan karakter, oyun metni ilk yazıldığında (2011) bir televizyon karakteri olarak tasarlanmış ancak yapay zekanın son yıllardaki gelişimi ve rejinin güncel okumasıyla yapay zeka tercihi öne çıkmış.

Oyunda Akın Yılmaz’ın imzasını taşıyan ışık tasarımı ve Katia Merdinoğlu’na ait olan müzik, ses, efekt tasarımı da distopik evreni bütünleyen diğer önemli unsurlar. R. Onur Duru’nun metin yazımı ve video tasarım işleri ile öne çıktığı oyunun yönetmeni ise Can Ali Çalışandemir. Oyuncular Çiğdem Yıldız ve Eray Cezayirlioğlu, farklı bir evrende geçen bu kara komedinin üstesinden bedenlerini ve hareketi ustaca kullanarak geliyor. Oyuna kimliğini veren diğer bir unsur olan hareket yönetimini tasarlayan isim ise Yeşim Alıç. Tüm bu unsurlar birleştiğinde yapay zeka, dijital teknoloji, ses-efekt tasarım teknolojilerinin başarılı bir buluşması ortaya çıkıyor ve dijital araçların tiyatroda kullanımı konusunda güzel örneklerden birini izliyoruz.

Büyük Plan, toplumsal çürümeyi ve yabancılaşmayı iki orta sınıf karakter üzerinden usta işi bir mizahla anlatıyor. İnsan olmanın manası üzerine sorgulama da burada başlıyor. Kaçmaya çalıştıkları “şey”in ne olduğunu kavramanın da başlangıcı bu.

“İnsan olmak nedir? Kaçılması gereken şey, gerçekten içinde yaşadığımız dünya mı yoksa bize dayatılan bir yapay gerçeklik mi?” sorusu ortada duruyor, lazım olan üzerine alsın!

 

* “Büyük Plan”ı 24 Şubat, 9 Mart ve 24 Mart günleri Claphall’de, ayrıca 10 Mart Pazartesi Kadıköy Boa Sahne’de ve 17 Mart Pazartesi House of Performance Alt Sahne’de izleyebilirsiniz.

 

“Büyük Plan”

Yazan: R. Onur Duru

Yöneten / Proje Tasarım: Can Ali Çalışandemir

Hareket Yönetimi: Yeşim Alıç

Oynayanlar: Çiğdem Yıldız, Eray Cezayirlioğlu

Video Oyuncusu: Seyhan Arman

Ayrıca Bakınız

Işık Tasarım: Akın Yılmaz

Müzik Ses Efekt Tasarım: Katia Merdinoğlu

Video Mapping Tasarım: R. Onur Duru

Görüntü Yönetmeni – Yapay Zeka Tasarım: Güvenç Selekman

Kostüm Tasarım: Nuri Sezer

Genel Koordinatör – Mapping Operatörü: Mısra Candanadam

Reji Asistanları: M. Kerem Dorga, Aykan Kaynarca

Işık Kumanda: Anıl Yıldırım, Ahmet Şentürk

Fotoğraf: M. Kerem Dorga

70 Dakika / Tek Perde


Tüm Hakları Saklıdır 2024 - Tasarım: Merhaba Grafik