Mezopotamya’nın kimliksiz halkı Domlar’ın sayısını bilen yok. Ağırlıkla Çukurova ve Kürt bölgeleri olmak üzere 500 bine yakın Dom olduğu iddia ediliyor. Kimi yerlerde ayrı mahallelerde, kimi yerlerde dağınık olarak yaşıyorlar. Ayrıca, kimliğini unutan, kendini gizleyen çok sayıda Dom kökenlinin olduğu söyleniyor. Domların en yoğun yaşadığı ülkelerse Mısır ve İran. Bu iki ülkede 4 milyona yakın Dom var.
Benzer halklar gibi kökleri Hindistan’a uzanıyor; oradan dünyaya yayılmışlar. Ancak, Romanlar ile akraba topluluk olsalar da aynı değiller. Aralarında ciddi kültürel farklılıklar da var. Dom sözcüğünün geleneksel mesleklerinden demir dövmekten geldiği söyleniyor. Kürt illerine gelen Domlar, bugün anadilleri gibi Kürtçe konuşuyor, ama konuşan epey azalsa da anadilleri Domca’yı da yaşatmaya çalışıyorlar. Kuşaktan kuşağa aktardıkları sözlü kültür mirası, yani şarkıları, masalları, atasözleri ve destanları ise Kürtçe.
Domlar, çoğunlukla müzisyenlikle uğraşıyor. Rıbab dedikleri kemençeye benzeyen bir tür çalgıyla düğünlere gidiyorlar. Balık ya da yılan derisi ile kaplı bir enstrüman olan Rıbab’ın UNESCO tarafından “dünya kültür mirası listesi”ne alınması için başvuru da yapmışlar. Dişçilikle uğraşan Domların simgelerinden biri de altın dış… Ayrıca, dövme de Dom kültüründe özel bir yer tutuyor. Yeni kuşakları saymazsak, istisnasız bütün Domlar dövmeli.
Dilencilik, şifacılık, demircilik, kalaycılık gibi işlerlerle uğraşanları da var. Özellikle Dom kadınları “doğal şifacı” özellikleri ile biliniyor. Uzun süre göçebe bir hayat süren Domlar, yayla yasakları başlayınca mecburine yerleşik hayata geçmiş. Kimliksizlik sorunu da yakıcı hale gelmiş. Bazı Domlar, yerleşik hayata geçtikten sonra kimlik çıkarabilmişler. Ancak kimlik çıkarmak da kolay değil, hiçbir yerde kaydı olmayan, bazıları Türkçe de bilmeyen insanlar kendilerini nüfusa kaydettiremiyor. Göçebelikten zorunlu vazgeçiş yüzyıllardır yaşadıkları kültüre de ciddi darbe vurmuş. Geleneksel el sanatlarını yapamaz hale gelmişler ve ekonomik olarak çöküntüyü beraberinde getirmiş.
Domların en büyük derdi “ikinci sınıf” görülmek. Yani, dünya yüzündeki bütün Roman akrabalarının yaşadığı muameleyi onlar da görüyor. Kimlik ve diğer sorunları halledip üniversite bile bitirseler iş bulmakta ciddi zorluk çekiyorlar. Ayrımcılık onların toplumsal hayata katılmasının önünde de en büyük engel. “Hırsız” damgası vurulmasından, iş verilmemesine pek çok sorun yaşıyorlar, hatta sosyal yardımlarda dahi ayrımcılık yapılıyor.
Yüzyıllardır ayrımcılığa maruz kalan Domların en büyük isteği eşitlik… Eşit yurttaşlık…