Iris Murdoch’un yıllar içinde farklı başlıklarla da yayımlanan kitabı Sartre: Romantik Rasyonalist, aslına uygun başlığı, Selahattin Hilav’in yaklaşık 60 yıl önce yaptığı
çevirisi ve yeni baskısıyla Felsefe Dizisi’nden çıktı. Ayrıntı Yayınları, ilerleyen dönemlerde Murdoch’un tüm külliyatını da basmaya hazırlanıyor. Jean-Paul Sartre’ı anlamak, içinde yaşadığımız çağa ilişkin önemli bir şeyi anlamak demektir.
Filozof, politikacı, roman yazarı olarak Sartre, derinden derine çağdaş bir kimsedir ve çağdaş olduğunun da farkındadır; çağımızın üslûbu vardır onda. Çalışmalarının tümüne göz attığımızda, bu üslûbun Avrupa ahlak felsefesinin, metafiziğinin ve politikasının doğal bir ürünü ve sonucu olduğunu kavrarız. Başka bir yazarda gizli kalabilen bağlantılar, Sartre’ın eserinin açık-seçikliğinde kendilerini oldukları gibi gösterirler.
IRIS MURDOCH HAKKINDA
1919’da İrlanda’da doğan İngiliz romancı, oyun yazarı, şair, denemeci, filozof ve senaryo yazarı. Murdoch hemen her yıl hacimli birer roman yazmış olmasının yanında, Sartre, Romantic Rationalist (1953) (Sartre’ın: Yazarlığı ve Felsefesi, Çev. S. Hilav, Yazko Yay., 1964; 1983); The Fire and the Sun (1977) (Ateş ve Güneş, Çev. S. R. Kırkoğlu, Ayrıntı Yay., 1992). Bunların yanı sıra Metaphysics as a Guide to Morals (1992) [Bir Ahlak Kılavuzu Olarak Metafizik] gibi felsefi çalışmalarıyla da tanınır. Bir süre Oxford Üniversitesi’nde felsefe dersleri vermiştir. Filozof geçmişi, genellikle karmaşık ahlaki, dinî ve etik meselelerle uğraşan kurmaca yapıtlarında hissedilir ölçüde etkindir. Romanları zekice bir mizah duygusunu içermeleri, dolambaçlı olay örgüleri ve ayrıntı zenginlikleriyle dikkati çeker. Murdoch, Kara Prens (1973) romanıyla James Tait Black Anma Ödülü’nü ve The Sea, The sea (1978) ile de Booker McConnell Ödülü’nü kazanmıştır.
Murdoch’ın ilk romanı Under the Net (1954) (Ağ, Çev. Nihal Yeğinobalı, Ayrıntı Yay., 1993) en iyi yapıtlarından biri olarak görülür ve ahlaki meseleleri işlemesi bakımından yazarın tipik yapıtlarındandır. Murdoch’ın bazı romanları ısırgan komediler, bazılarıysa ironik trajediler olarak sınıflandırılmıştır. Yazarın başlıca konusu genellikle sevgi ilişkilerinin içerdiği çeşitli çatışmalar ve romanlarında sık sık görülen karmaşık aşk üçgenleridir. Murdoch’ın romanlarının birçoğu, modern çağda geçmelerine karşılık büyü ve gizem öğeleri, olay örgüsündeki âni, acayip kaymalar, 18. ve 19. yüzyılın gotik romanlarını çağrıştırır. Murdoch’ın romanlarında çoğunlukla The Flight From the Enchanter’daki (1956) Mischa Fox, A Severed Head’deki (1961) (Kesik Bir Baş, Çev. S.R. Kırkoğlu, Ayrıntı Yay., 1988) psikolog ya da Philosopher’s Pupil’deki (1983) [Filozofun Öğrencisi] filozof gibi, günümüze özgü “cazibeli” biri diğer kişilerin davranışlarını etkiler ve olayları yönlendirir. Murdoch’ın imgeci düzyazı üslûbu, yapıtlarında fantastik, sembolik bir boyut yaratmasına yardımcı olur. Yazar kendisiyle yapılan bir söyleşide şöyle demiştir: “Gerçek hayatta fantastik olan ile sıradan olan, sade olan ile sembolik olan genellikle çözülmez biçimde iç içe geçmiştir. Bence en iyi romanlar da hayatı, bunları birbirinden koparmaksızın araştırıp gözler önüne serenlerdir.” Murdoch’ın yapıtları hayranı olduğu 19. yüzyıl Rus romanlarıyla, özellikle de Dostoyevski’yle karşılaştırılmıştır; zira yazar genellikle Anglo-Amerikan edebiyatında daha yaygın olarak görüldüğü gibi bir ya da iki ana karakterin bakış açısına odaklanmaktansa karmaşık ilişkiler içindeki çok sayıda kişiyi içeren hacimli metinler yazmıştır.
Diğer önemli romanları şunlardır: The Bell (1958) (Çan, Çev. H. Özdemir, İmge Kitabevi, 1992); The Unicorn (1963) (Tek Boynuzlu At, Çev. T. Nutku, Can Yay., 1983); The Red and the Green (1965) [Kırmızılar ve Yeşiller]; The Time of the Angels (1966) (Melekler Zamanı, Çev. N. Yeğinobalı, Ayrıntı Yay., 1995); Nuns and Soldiers (1980) [Rahibeler ve Askerler] ve The Good Apprentice (1986) [İyi Çırak].