Salome Raksı: Prenses Salome’den, Fenomen Saliha’ya kadının dünü bugünü

DİLAN AYDEMİR
Ankara Devinim Tiyatro’nun bu sezon sahneye koyduğu “Salome Raksı’nı” uzun zamandır planlamama rağmen sezonun sonlarına doğru yaklaşırken izleme fırsatı bulabildim. Genelde oyunları prömiyerde ya da henüz gösterimlerinin başındayken izlemeyi tercih ederim, daha heyecanlı buluyorum. Oyun seyircisiyle çoktan buluştuğu ve üzerinden zaman geçtiği için sahne üzerinde olgunlaşmış bir oyun izleyeceğimin bilincindeydim, tiyatro seyircisi için bunun da ayrı bir lezzeti var.
“Salome Raksı”, Oscar Wilde’in İncil’deki Prenses Salome ve Vaftizci Yahya hikâyesinden esinlenerek şiirsel bir dille yazdığı “Salome” adlı tragedyadan hareketle, Ankara Devinim Tiyatro’nun Genel Sanat Yönetmeni Ahmet Yapar’ın kurguladığı ve Şahan Efe Küçük’ün yönettiği bir oyun. Yani sahnede yeni bir kurgu izliyoruz. Bu açıdan ortaya konan iş riskler barındırmakla birlikte cesaretli bir tavır. Ayrıca oyun henüz sahnelenmeye başlamadan, bazılarınca hedef gösterilmiş olmasına rağmen sezon
boyunca sahnede olması da önemli bir tavır.
YIKICI ERİL TAHAKKÜM
Prenses Salome ve Vaftizci Yahya’nın mitolojik hikayesi, OnlyFans ve TikTok fenomeni Saliha’nın hikâyesiyle ortak bir zeminde, ortak bir olay örgüsünde buluşurken seyirciye, eril tahakkümün çağlar boyu hem kadınlar üzerinde hem de yaşadığımız coğrafyalarda ne denli yıkıcı sonuçlara sebep olduğunu bir kez daha anlatıyor. Kadınların isimleri, yaşamları, zamanları değişiyor ama erkekler tarafından çizilmeye çalışılan kaderleri değişmiyor. Kaderleri bir noktada birleşiyor, o nokta ne yazık ki acı ve hüzün oluyor. Dolayısıyla geçmişten günümüze anlatılacak hikâyeler hiç ama hiç bitmiyor.
Prenses Salome’yle açılan oyun; o, kendisini, hikâyesini anlatırken daha edebi, daha teatral bir anlatıma sahipken, Saliha’nın hikayesini günümüz Türkçe’siyle ve modern sahneleme teknikleriyle izliyoruz. Sahnede bir nevi paralel kurgu var. Bu durum izlerken odaklanmayı açıkçası biraz zorluyor. Ancak oyunda iki karakteri zamansal ve mekânsal olarak ayıran ayna motifinin hem fiziksel hem de anlamsal kullanımını beğendim. Salome’nin saraydaki odasının ve Saliha’nın kuaför dükkanının dekorları, oyunun dilini ve atmosferini yansıtmakta çok başarılıydı.
Prenses Salome’ye hayat veren Hazal Demircioğlu’nun ve Tiktok fenomeni Saliha’ya hayat veren Hazan Kübra Hazan’ın ayrı ayrı ve birlikte oldukları sahnelerde performansları gerçekten iyiydi, göz dolduruyorlar ve iyi bir ikili olmuşlar. Oyunda dans kullanmak, oyuncuların sahnedeki performansını zorlar ama bir yandan kuvvetli bir anlatım oluşturur. Salome ve Saliha için Gülden Çelen’in oluşturduğu koreografileri sevdim. Dansların olduğu anlar karakterlerde dişil enerjinin yükseldiği anlardı. Prenses Salome’nin ve Saliha’nın yaşadığı öfkenin, acının, kızgınlığın dışavurumuydu aynı şekilde.
Oyunun, kadın perspektifinden anlatıldığını güçlü bir şekilde ortaya koyan bazı anlar vardı ve bunları görmek gerçekten hoşuma gitti. Hikâyenin büyüsü kaçmasın diye, bu anları yakalamayı seyirciye bırakıyorum.
Prenses Salome’nin hikâyesinde Vaftizci Yahya ne denli etkiliyse, Saliha’nın hayatındaki erkeklerin ve özellikle amcası Yahya’nın o denli etkili olduğunu oyun ilerledikçe anlıyoruz. Açıkçası sona doğru, bahsettiğim eril tahakkümün Tiktok fenomeni Saliha ve Prenses Salome üstündeki olumsuz etkilerini görmek rahatsız ediciydi ve izlerken gerildim. Yine de kadınlar çağlar boyu kendi hikayelerinin kahramanı olmayı, kendi yollarını çizmeyi başardılar, ne mutlu… Erkeklere rağmen!
Oyunda Salome’nin ve Saliha’nın denk geldiği, bir şekilde hayatlarında olan erkekler ses efektiyle seyirciye yansıtıldı. Hüseyin Oçan Vaftizci Yahya, Şahan Efe Küçük Saliha’nın Yahya amcası, Ahmet Yapar Diyarbakırlı barzoydu. Kadın merkezli bir oyun olduğu ve sahnede devamlı olarak iki kadını gördüğümüz için erkeklerin sahnede olmamasını reji fikri olarak hoş buldum. Tabii onları göremesek de kadınlar üzerindeki etkilerine hep şahit oluyoruz.
Son yıllarda dekor ve aksesuar kullanımının epeyce azaldığı oyunlara şahit oluyoruz ama Salome Raksı’nda bunun tezatı bir durum var. Oyunun oynandığı küçük sahne, dekorlarla birlikte oldukça işlevsel kullanılmıştı. Murat Atmış tarafından yapılan ışık tasarımı oyuna dair başarılı bulduğum bir diğer detay oldu. Işık oyunlarının etkili biçimde kullanılması, hikâyeyi anlatırken önemli bir boyut atlatıyor.
Saliha’nın kuaför dükkanından ve yaşadığı hayattan zengin olarak kurtulma hayali; OnlyFans ve TikTok fenomeni olma yoluna evrilirken, Prenses Salome’nin Vaftizci Yahya ile olan mitolojik hikâyesiyle adeta çarpışıyor. Salome Raksı kadının seçilen değil, seçen olduğunu, aşağılanması gereken bir günah olmadığını, kendi yolunu bulduklarında, birbirlerini daha iyi anlayabildiklerini ve yan yana gelebildiklerini, kendi masallarının kahramanları olmanın önemini, güçlü mesajlarla seyirciye aktarıyor.
- “Salome Raksı”nı 27 Nisan Pazar saat 16.00 ve 11 Mayıs Pazar saat 16.00’da Bambu Sahne’de izleyebilirsiniz.
“Salome Raksı”
Yazar: Oscar Wilde
Uyarlayan: Ahmet Yapar
Yönetmen: Şahan Efe Küçük
Koreograf: Gülden Çelen
Işık: Murat Atmış
Reji Asistanları: Begüm Çeltek, Elif Nisa Algaç
Oyuncular: Hazal Demircioğlu, Hazan Kübra Hazan