Şuan Okunan
DAÇEV’in yürüttüğü Kızıl Kirazkuşu Projesi: Datça kuraklığa karşı sanat ile güçleniyor

DAÇEV’in yürüttüğü Kızıl Kirazkuşu Projesi: Datça kuraklığa karşı sanat ile güçleniyor

Datça Çevre ve Turizm Derneği (DAÇEV) tarafından yürütülen ve Sabancı Vakfı tarafından desteklenen “Kızıl Kirazkuşu: Datça’da İklim Değişikliği Odağında Kuraklıkla Mücadele Projesi”nin hedefi iklim krizi ve kuraklık özelinde Datça’da yaşayan çocuk ve gençlerin yanı sıra STÖ’lerle de birlikte düşünmek ve üretmek. Proje Koordinatörü Özge Ç. Denizci ile projeyi ve çalışmalarını konuştuk.
METİN EKİNCİ

“Kızıl Kirazkuşu: Datça’da İklim Değişikliği Odağında Kuraklıkla Mücadele Projesi” nasıl ortaya çıktı? Bu projeyi geliştirme fikri nereden doğdu?

Projenin ortaya çıkmasında birkaç sebep var. Elbette en önemlisi Datça’daki su krizi. Ancak çocuklarla çalışma kısmının ilhamı çok çok eskiye dayanıyor. Ege Sakin, Sevi Algan, Erol Babaoğlu ve Hakan Polacanlı ile bundan yaklaşık 11 yıl kadar önce Enez’de çocuklarla bir hafta süren hayvan hakları odaklı sanat atölyeleri yapmıştık. Ege yıllar sonra beni arayıp orada atölye çalışmalarına katılan çocukların bir kısmının sanat okullarına bir kısmının da veterinerlik fakültelerine başladığını söylediğinde gözyaşlarımı tutamamıştım. Sanatın gücü ortadaydı.

Diğer taraftan birkaç sene üst üste Datça’da orman yangınlarıyla karşı karşıya kaldık. Mesudiye yangınları sırasında ise Mahalle Afet Gönüllüleri Acil Müdahale Ekibi’nin Datça Temsilciliği’nde gönüllü Afet Koordinasyon Merkezi (AKOM) sorumlusuydum. AKOM’dan eve döndüğüm bir anda Culture Civic’in Yerel projeler için hibe verdiğini sosyal medyada gördüm ve kolları sıvayıp birkaç arkadaşımdan da yardım alarak projeyi yazmaya başladım. O yıl hibeyi almaya hak kazanan projelerden biri oldu, böylelikle Kızıl Kirazkuşu doğmuş oldu. O projeye devam ederken aklımda hep su meselesi vardı. Kuraklık kapıdaydı ve her şey de iklim değişikliği ile doğrudan ilişkiliydi. Konuyu denetleme kurulu üyesi olduğum, her yıl doğa çantam etkinliği ile 2. Sınıf öğrencilerine dokunabildiğimiz, bu yıl da 35. yılını kutlayacağımız Datça Çevre ve Turizm Derneği (DAÇEV) yönetim kuruluna açtım. DAÇEV daha önce Birleşmiş Milletler Küçük Destek Fonu (UNDP GEF SGP) desteği ile “Datça’da Su Hasadı Denemeleri” projesini yapmıştı. Halen de bu konuyu gündemde tutarak çalışmalarına devam ediyordu. Sabancı Vakfı’nın açmış olduğu hibe programına böylelikle başvurumuzu yapmış olduk. Sevgili Emrah Kırımsoy çocuk hakları ve çocuklara dokunmakla ilgili dokunuşlarının yanı sıra, yöntemsel birikimiyle de projenin oluşmasına ve gelişmesine inanılmaz katkılar verdi ve vermeye de devam ediyor. Öte taraftan tüm yönetim kurulunun yanı sıra DAÇEV Yönetim Kurulu Başkanı Oya Özgüven’in aynı zamanda “Datça’da Su Hasadı Denemeleri” projesinin de koordinatörleri arasındaydı. Fikir böylece doğru ve gelişti.

İklim krizi Datça’da nasıl hissediliyor? Bölgedeki ekosistem ve iklim değişikliğinin etkileri hakkında neler gözlemlediniz?

Datça’da iklim krizi pek çok açıdan gözlemlenebiliyor. Artan sıcaklıklar, sıcaklıkla birlikte artan deniz suyu sıcaklıkları, denizlerdeki balon balığı, aslan balığı gibi işgalci türlerdeki artış. Ansızın şiddetli yağışlar ve aylarca hiç yağış olmaması. Yağmurların geç başlayıp erken bitmesi. Eskiden Datça’ya 40 gün durmaksızın yağmur yağarmış. Ancak artık tüm dere yatakları kuru, akifer tehlikede. Susuzluktan domuzlar daha fazla şehre inmeye başladı. Datça bir taraftan her ne kadar yarımada olsa da ada iklimine sahip bir alan. Yangınların artışı da floranın değişmesine sebep oluyor. Orman yanınca sel tehlikesi baş gösteriyor. Artan nüfusu Datça’nın ne alt yapısı ne de doğası kaldırmıyor. Bunu da her yıl yaşadığımız türlü hallerle görüyoruz.

Projenin Sabancı Vakfı Hibe Programı tarafından desteklenmesi sürecinden bahseder misiniz? Bu destek projenin hangi yönlerini güçlendirdi?

Sabancı Vakfı’ndan aldığımız hibe olmasaydı proje sadece hayal olarak kalabilirdi. Bu hibe programı sayesinde çocuk ve gençleri iklim değişikliği odağında güçlendirmeyi, STÖ’lerle birlikte düşünme ve üretmeyi hedefliyoruz. Onlarla yaptığımız ve yapmaya devam edeceğimiz istişare toplantılarının ardından politika metin oluşturacağız. Tabi bütün bunların yanı sıra politika yapıcıları da çıkacak politika metinleriyle harekete geçirmeyi hedefliyoruz. Bir de çocuklarla yapacağımız etkinlikleri içeren ilham olabilecek model kitapçık yapacağız. Örneğin geçtiğimiz günlerde Datça Belediyesi’nin 5-6 birimiyle bir araya geldik ve kuraklık odağında neler yapılabilir, nasıl önlemler alınabilir gibi konulara odaklandık. Birlikte düşünmek ve üretmek bizim için çok değerli. Çocuklarla ve gençlerle yapacağımız çalışmalarda da hedefimiz eşit ilişki kurarak fikirleri ortaklaştırmak ve birlikte düşünmek. Hibe programı sayesinde derneğin görünürlüğü de artmaya başladı. Örneğin 30 yıllık bir dernek olmasına karşın henüz bir internet sitesi yoktu. Program sayesinde hem internet sitemizi oluşturmaya başladık hem de sosyal medyalarımızı kurduk.

Projenin hedefleri arasında yerel halkı bilinçlendirmek de bulunuyor. Datça halkı bu konuda nasıl bir bilinç seviyesine sahip? Onları projeye dahil etmekte hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?

Yerel halkı bilinçlendirmek demeyelim de birlikte düşünmek ve üretmek diyelim. Datça’da artan nüfusla birlikte kim yerel kim değil artık oldukça karıştı. Bizler gibi dışarıdan gelenler de yerel halk. Bir de Datça’nın yerlileri iklim ve iklim değişikliği konusuna bizim gibi dışarıdan gelenlerden çok daha hakim. Çok uzun yıllar ve nesiller boyu burada oldukları için değişimi çok daha iyi gözlemliyor ve daha önce atalarının nenelerinin aldıkları önlemleri çok daha iyi biliyorlar. Datça’nın en büyük sorunu hızla artan nüfus.

Projenin ilk aşamalarında karşılaştığınız en büyük zorluklar nelerdi? Nasıl aştınız?

Şimdiye kadar çok büyük sorunlarla karşılaşmadık. Umarız ki projenin devamında da karşılaşmayız.

Akdeniz’den Ege’ye Dostluk ve Doğa Yürüyüşü DAÇEV’in geleneksel hale gelen etkinliklerinden biri.

Çocuklar ve gençlerin katılımı önemli. Bunun için hangi araçları kullanıyorsunuz?

Daha önceki projeye katılmış olan çocuklara çağrı yaptık. Onların bir kısmı 14 yaşından büyük olduğundan şimdiki projeye dahil olamıyorlar. Kar topu yöntemi ile ilerliyoruz. Bir de Datça’da oldukça güçlü bir yapısı olan Eğitim-Sen Datça Şubesi ile haberleşiyoruz. Betçe’den çocuklara erişmek çok kolay olmuyor. Onların da etkinliklere erişimi kolay değil. Hedefimiz çocukları merkeze taşımak değil onlara projenin gidebilmesi. Ay sonunda ilk etkinliklerimize başlıyoruz.

Atölyeler, sanat üretimi, sergiler projede özel bir yerde duruyor. Kültür sanat faaliyetlerinin bu projedeki önemi nedir? Neler yapacaksınız, hangi sonuçları bekliyorsunuz?

Sanat bu proje içinde bir araç. Hedefimiz iklim değişikliği ve kuraklık farkındalığı. Ancak yapacağımız faaliyetlerin farkındalık yaratmasını ve değişime önayak olmasını yürekten diliyoruz.

Ayrıca Bakınız

Kuraklık ve iklim değişikliği ile mücadelede başka bölgelere ya da projelere ilham verecek bir model oluşturmayı planlıyor musunuz? Projenin yaygınlaştırılması konusunda bir stratejiniz var mı?

Evet, bir model oluşturma hedefindeyiz. Daha önce yapılmış çalışmaları da model olarak alıyoruz. İklim değişikliği odağında yapılmış çalışmaların yanı sıra çocuk hakları temelli metinlere de bakıyoruz. Buradan da yola çıkarak STÖ’lerin model olarak kullanabileceği, yöntemlerimizi de içeren bir model kitapçık yapma hedefini güdüyoruz.

Datça Çevre ve Turizm Derneği (DAÇEV) hakkında biraz bilgi verebilir misiniz? Nasıl faaliyetler yürütüyorsunuz?

DAÇEV 1990 yılında Datça’da, Datça Yarımadası’nın doğasını, biyolojik çeşitliliğini, ekolojik süreç ve bütünlüğünü tanımaya, tanıtmaya ve korumaya katkıda bulunmak amacıyla kurulmuş bir dernek. On yıllardır yapılagelen iki önemli etkinlik var. Bunlardan biri her yıl ikinci sınıf öğrencileriyle Gebekum Doğa Parkı’nda gerçekleştirdiğimiz Doğa Çantam etkinliği. Doğa Çantam, Doğa Derneği tarafından ilk kez Türkiye’de uygulanan bir çalışma iken biz onu her sene gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bir diğer geleneksel çalışmamız ise Akdeniz’den Ege’ye Dostluk ve Doğa Yürüyüşü. 2000 yılından beridir gerçekleşen bu etkinlikte, Akdeniz kıyısından testilere doldurduğumuz suyu, Gereme kıyısından Ege Denizi’ne döküyoruz. Akdeniz’den Ege’ye doğru yürürken de davullar zurnalar bize eşlik ediyor. Ege kıyısına vardığımızdaysa şölen havası esmeye başlıyor. Her yıl Mayıs ayının ilk pazar günü etkinliğimizi gerçekleştiriyoruz. 2024 yılında yani bu yıl yaptığımız etkinlik Datça Belediyesi’nin ilk kez düzenlediği Hıdırellez kutlamalarıyla birleşti. Bu da dayanışma ruhunu daha da güçlendirdi.

 

Son olarak, bireyler ve topluluklar iklim değişikliği ile mücadeleye nasıl katkı sunabilir? Kendi çevremizde yapabileceğimiz basit ama etkili adımlar neler olabilir?

İklim değişikliğiyle ilgili hepimizin yapabileceği bir şeyler mutlaka var. Bir kere hepimizin farkındalık geliştirmesi gerekiyor. Atık üretmemeye gayret ederek ve tüketimi azaltarak bunu yapmaya başlayabiliriz. STÖ’lerin ilkeleri arasına küresel iklim değişikliği meselesini alması da çok mühim. Örneğin yaptığımız toplantılarda atık azaltarak, örneğin sadece kendi fincanımızı yanımızda götürerek bile başlayabiliriz.


Tüm Hakları Saklıdır 2024 - Tasarım: Merhaba Grafik