Şuan Okunan
Kutsal: Anne olmanın trajedisi

Kutsal: Anne olmanın trajedisi

BEYZA YILDIRIM

Annelik çağlar boyunca tartışmalara yol açmış ve zaman geçtikçe de yeni tartışmaların kapılarını aralayacak olan oldukça komplike bir kavram. Anne olmak her zaman belirli kurallar ve rutinler çerçevesinde mi gerçekleşir? Bu kurallar kim ya da kimler tarafından konulmuş veya belirlenmiştir? İnsan bir çocuk sahibi olduğunda yekpare bir düzen içerisinde bu kurallar çerçevesinde ne kadar hareket edebilir? Tatlı Ekşi Yapım tarafından bu sezon sahnelenmeye başlayan “Kutsal” izleyicileri bu sorularla baş başa bırakarak, “anne” olmak üzerine dürüst ve gerçekçi bir sorgulama yapmamızı sağlıyor.

Laurence Olivier ödüllü İngiliz yazar Morgan Lloyd Malcolm’un kaleme aldığı “Kutsal”, Tuğrul Tülek yönetmenliğinde sezon ortasında sahnelere merhaba dedi. Oyun yeni anne olmuş Nina’nın bebeğini sadece bir günlüğüne babası ile babaannesine göndermesiyle açılır. Nina bu sayede bir gece rahat -ne kadar rahat olabilirse (!)- bir uyku çekecek ve arkadaşı Jackie ile keyifli bir akşam geçirecektir. Nina bebeği yolladığı andan itibaren bir annede bebeğinden ilk kez ayrılma durumunda görülebilecek doğal bir tedirginlik içerisine girer. Nitekim bu tedirginlik karşılıksız kalmaz ve gecenin ilerleyen saatlerinde gelen bir telefonla işler çığırından çıkar.

ANNELİĞE BİR BAKIŞ: TRAVMALAR VE YÜZLEŞMELER

Anne olmak kavramı son dönemlerde modern oyun metinlerinde sık sık odağa alınan çarpıcı bir tartışma olarak çıkıyor karşımıza. Kutsal’da bu tartışmayı birden fazla kadın karakter üzerinden farklı boyutlarıyla ele alan bir oyun. Metin, annelik kavramına eleştirel bir bakış sunarken, aynı zamanda bir kadının ataerkil toplumdaki konumunu da sorgulayan eleştirel bir portre çiziyor. Oyun sadece Nina’nın anneliği üzerinden ilerlemiyor. Oyunda Nina ile beraber yakın arkadaşı Jackie, eşinin annesi Pearl ve Nina’nın hasta annesi olmak üzere dört kadın karakter var. Seyirci annelik kavramına bu dört kadın karakter üzerinden bakmak üzere konumlanıyor.

Jackie ebeveyn olmayan fakat “ideal ebeveynlik” kavramına dair belirli bilgilere sahip olan bir sosyal hizmetler uzmanı. Oyun boyunca devletin koyduğu kurallar nezdinde ideal bir ebeveynin nasıl olması gerektiğine dair söylem ve eylemlerde bulunuyor. Babaanne Pearl ise, ataerkil toplumun beklentilerine uygun şekilde hayatını çocuklarına adamış, tek görevi buymuş gibi yaşayan ve bundan tuhaf bir haz duyan tipik bir anne profili olarak çiziliyor. Nina’nın annesi ise anne olmayı hiç istememiş, ne kötü ne de iyi bir bir anne olarak çıkıyor karşımıza.

Oyunun bu çok boyutlu yapısı ile annelikte “ideal olan” düşüncesini yeniden düşünmemiz sağlanıyor. Nedir ideal olan ya da kural koyucular tarafından idealize edilen? Ataerkil toplumlarda kadının hayattaki en önemli ve en onurlu görevlerinden biri “anne” olmaktır. Yine bu toplum yapısında annelik hissinin doğuştan gelen bir durum olduğu savunulur. Hâl böyle olunca da anne olan bir kadından görevini en iyi şekilde ifa etmesi beklenir. Çünkü bu kadının naturasında (!) vardır. Oyun işte tam da bu noktada annesinin kaybıyla travmatize olan ve hemen ardından bebeğinin doğumu ile “anne olmak” kavramıyla büyük bir yüzleşmeye giren Nina üzerinden kurulan dramatik çatışma ile beraber annelik ve anne olmaya dair yıllardır kadınlara bir şekilde dayatılan o “kutsal anne” imajını yeniden düşünmemizi sağlıyor. Nina devlet, iyi anne profili Pearl ve birçok unsur tarafından çeşitli manipülasyonlara maruz kalmış bir kadın.

Bütün bu manipülasyonun içinde ondan istendiği gibi kendinden vazgeçip çocuğuna yetebilen bir anne olmak için çabalıyor ve haliyle de bocalıyor. Çünkü her ne kadar anneliğin naturasında var olduğu iddia edilse de kadın da her şeyden önce bir insan ve beslenmek, uyumak, temizlenmek gibi temel insani ihtiyaçlara sahip. Burada temel bir soru beliriyor zihinlerimizde bir kadının annelik bağlamında ondan bekleneni yapması ve hayatından vazgeçmesi ona nasıl bir kutsiyet atfedecektir? Kendi hayatından vazgeçmişken atfedilen bu kutsallık ne kadar önemlidir? Bu sorulara vereceğimiz cevaplar bağlamında oyun “Kutsal” olanı parçalarına ayırıyor ve bizi gerçek bir trajediyle baş başa bırakıyor.

BÜTÜNLÜKLÜ DEKOR VE IŞIK KULLANIMI

Oyun, Tülek’in yenilikçi rejisiyle birlikte 90 dakika boyunca seyirciyi sahneye bağlıyor. Salona girdiğimizde bizi büyük, ışıklı bir platform karşılıyor. Oyun bu platform üzerinde seyrediyor, oyuncular platform üzerinde devinimlerini gerçekleştiriyorlar. Oyundaki mekan değişimine göre kimi zaman ev, kimi zaman hastane olan bu platform, ışık tasarımıyla birlikte izleyicinin yeni anne olmuş bir kadının beyninin çalışma şekline tanık olmasını sağlıyor. Öyle ki platformda yer alan kutucuklarda Nina’nın beyninde ve bedeninde verdiği reaksiyonlardan hareketle acil durumlarda kırmızı ışık yanıyor, karmaşık ve içinden çıkılamayan durumlarda ise rengarenk bir ışıklandırma ile karşılaşıyorsunuz. Böylelikle dekor ve ışık tasarımı zaten yoğun bir tartışmaya sahip olan oyunun izleğine oldukça katkı sağlayan bütünlüklü bir noktada konumlanan bir “oyun alanı” şeklinde yer alıyor sahnede. Oyunun ışık ve dekor tasarımını ödüllü sahne tasarımcısı Cem Yılmazer üstleniyor.

Sahnede Nina’ya Seda Türkmen hayat veriyor. Türkmen, doğum sonrası çöküş içerisindeki bir anne olan Nina’yı ve onun ruhsal, duygusal değişim ve dönüşümlerini sahnede kurduğu fiziksel mizansen ile birlikte etkileyici bir biçimde seyirciyle buluşturuyor. Aynı şekilde Pearl ve Nina’nın annesine hayat veren Neriman Uğur ve Jackie’yi canlandıran Ümmü Putgül’ün uyum içindeki yüksek performansları oyunun bazı noktalarında yer yer düşen temposunun toparlanmasına ve seyircinin odağının sahneden kopmamasına katkı sağlıyor. sonuç olarak sahende kurulan mizansen, oyunculuklar ve dekor gibi bütün unsurlarıyla beraber bütünlüklü bir şekilde seyirci karşısına çıkan Kutsal, sezonun görülmeye değer yapımları arasında yerini alıyor.

  • Kutsal”ı 21 Nisan Pazartesi İzmir Bostanlı Suat Taşer Salonu, 15 Mayıs Perşembe İstanbul AKM Tiyatro Salonu’nda ve 22 Mayıs Perşembe Beylikdüzü Atatürk Kültür ve Sanat Merkezi’nde izleyebilirsiniz.

Kutsal”

Yazar: Morgan Lloyd Malcolm

Yönetmen: Tuğrul Tülek

Çevirmen: Melisa Kesmez

Oyuncular: Seda Türkmen, Neriman Uğur, Ümmü Putgül

Ayrıca Bakınız

Yardımcı Yönetmen: Şakir Güler

Müzik: Ömer Sarıgedik

Işık/dekor tasarım: Cem Yılmazer

Kostüm tasarım: Seval İşgören

Kareograf: Tuğçe Tuna

Reji Asistanı: Emre Arslan, Cansu Sabancı


Tüm Hakları Saklıdır 2024 - Tasarım: Merhaba Grafik