Şuan Okunan
Nora (Bir Bebek Evi): “Oyunun sonunda çarpılan kapı tüm dünyayı salladı”

Nora (Bir Bebek Evi): “Oyunun sonunda çarpılan kapı tüm dünyayı salladı”

Oyuncu Tuğçe Altuğ’un kurduğu ve tüm sahne sanatlarına kucak açacak olan Tiyatro Circa’nın ilk oyunu “Nora (Bir Bebek Evi)”. Sahnede Nora’yı canlandıran Tuğçe Altuğ’a Deniz Celiloğlu, Özlem Öçalmaz, Jak Cem Avnayim, Emrah Özdemir ve Işıl Dayıoğlu eşlik ediyor.

 

MUSTAFA KARA

“Aristokrasi’ye ait olan tragedyanın, burjuva toplumu için ilk denemesi olarak kabul edilen eser, tiyatro tarihinin en çekici ve çarpıcı kadın karakterlerinden birinin öyküsünü anlatıyor.” Bu cümle Jale Karabekir ve Feride Eralp çevirisiyle Agora Kitaplığı’ndan çıkan “Bir Bebek Evi (Nora)”nın kitap sırtından. Aynı zamanda dünyanın en çok sahnelenen 2 oyunundan biriymiş.

Türkiye’de de Tiyatro Boyalıkuş’tan Nilüfer Kent Tiyatrosu’na, İzmir DT’den İstanbul Şehir Tiyatroları’na pek çok topluluk sahneledi, hala da sahneleniyor. Bu yazının konusu 28. İstanbul Tiyatro Festivali’nde prömiyer yapan, en yeni “Nora (Bir Bebek Evi)” yorumu… Kadın temalı oyunlar oynama hedefindeki Tiyatro Circa’nın ilk oyunu. Bu oyunu da o eksende ele almış, zamansız bir düzleme çekerek, “toplumsal baskıya ve ataerkiye başkaldırının yalın bir yorumu” olarak sahneye taşımış.

Henrik Ibsen’in 1879 yılında yazdığı ve aynı yılın 21 Aralık’ında Danimarka Kraliyet Tiyatrosu’nda prömiyer yapan oyun bir kadının evinin içinde ataerkiye karşı verdiği mücadeleyi ve adım adım değişimini çağının ötesine geçen bir etkiyle ve evlilik kurumunun normlarını tartışan bir yaklaşımla anlatıyor. Evin içinde başlayan “kendini arama” hali toplumsal baskıya direnişe dönüşüyor.

“BABAMIN OYUNCAK KIZIYDIM, SENİN DE OYUNCAK KARINIM” 

Orta sınıf bir aileye ve neşeli bir karaktere sahip olan Nora, aslında mutsuzdur ve bu mutsuzluğunu fark ettiği andan itibaren kendini sorgulamaya başlar. O sorguladıkça, toplumsal düzenin normları karşısına dikilir. Nora, “Babamın oyuncak kızıydım, senin de oyuncak karınım” bilincini kazandığı andan itibaren bu durumu değiştirme çabasına girişir. Kadına biçilen rolle yaşamını sürdürmek istemeyen Nora, yaşadığı krizlerden çıkışı kendine dönmekte bulur.

19. yüzyılın son çeyreğinde bir Norveç kasabasında geçen oyun, aslında gerçek bir hikayeye dayanıyor. Henrik Ibsen, arkadaşı Laura Petersen Kieler’in yaşadıklarından ilhamla bu oyunu yazıyor. Oyunda geçen Nora’nın “eşinin hastalığını yenmesi için büyük bir kredi çekip onu İtalya’ya götürmesi ve dönüşte borçlarını ödemekte zorlanması” kısmı Laura’nın gerçek hayat öyküsünden bir kesit. Ancak Henrik Ibsen’in oyununda, gerçek hayatta olduğu gibi “kocası tarafından bir akıl hastanesine kapatılmıyor ve bir süre sonra eski kocası ile yeniden evlenerek aynı hayata geri dönmüyor. Henrik Ibsen, arkadaşına ve elbette tüm kadınlara başka bir yol çizmeyi tercih etti ve biz tiyatro sahnesinde o yolu izliyoruz.

Oyuncu Tuğçe Altuğ’un kurduğu ve tüm sahne sanatlarına kucak açacak olan Tiyatro Circa’nın ilk oyunu “Nora (Bir Bebek Evi)”. Sahnede Nora’yı da Tuğçe Altuğ canlandırıyor. Tuğçe Altuğ duygusal değişimleri ve duygu içinde duyguyu yaşayan Nora’yı başarılı biçimde sahneye taşıyor. Oyunun en dinamik karakteri ve Nora’daki değişimleri beden hareketlerinde rahatlıkla gözleyebiliyoruz. Deniz Celiloğlu, Nora’nın eşini canlandırırken Özlem Öçalmaz, Jak Cem Avnayim, Emrah Özdemir ve Işıl Dayıoğlu da oyunda rol alan diğer oyuncular. Yönetmen koltuğunda Edinburgh’da Shakespeare Company ve Theatre Uncut’la tiyatro yönetmenliğine adım atan Selin Şenköken var. Işık tasarımı Kemal Yiğitcan’a, sahne, dekor ve kostüm tasarımı Taciser Sevinç’e, müzik Madison Willing’e ait. Bugüne kadar farklı çevirilerle sahnelenen oyunda Yonca Temel’in çevirisi tercih edilmiş.

2 perde olarak tasarlanan 120 dakikalık oyunun ilk yarısında biraz daha “durağan” hissi verse de, olay örgüsü geliştikçe ve Nora’daki değişim görünür oldukça tempo belirgin biçimde artıyor. İkinci yarısı ise oldukça vurucu ve etkili. Sade ve işlevsel bir dekor tasarımı tercih edilmiş. Oyunun güçlü metaforları ilk akla gelen objeler ve vurgularla değil, biraz daha soyut ve zamansız bir dekor tasarımı ile anlatılmaya çalışılmış. Yukarıdan aşağı sarkıtılmış onlarca ampul var ve duruşları itibariyle Ay’ın farklı görünümlerini andırıyorlar. Nora, oyun ilerledikçe ampullerin yukarıdan aşağı uzanan kablolarını birbirine bağlıyor, her adımda ışıkların düzeni bozuluyor, karmakarışık bir hal alıyor. Ampuller tamamen karardığında ise izlediğimiz artık “bir bebek evi” değil, her şey çoktan değişmiş.

“AMA BUNU BİNLERCE KADIN YAPTI”

Burjuva toplumun ahlakını ve ataerkil yapısını ele alıp, kadını odağa koyan Henrik Ibsen, “Nora (Bir Bebek Evi)” ile onur ve şeref kavramlarını da alışılageldik kalıpların ötesinde ele alıyor. Kocasının mutluluğu için her türlü riski ve hatta yasaları ihlal etmeyi göze alan bir kadının, başı bir şekilde belaya girdiğinde kocasından da aynı tavrı beklemesinden doğal ne olabilir? Kocasıyla yüzleştiği anda “Hiçkimse şerefini, haysiyetini sevdiği bir insan için feda edemez ki!” çıkışına, Nora’nın verdiği yanıt tüm meselenin özeti gibi aslında: “Ama bunu binlerce kadın yaptı.”

Tüm yasaların, kuralların, normların, geleneklerin, alışkanlıkların ötesinde sevgiye dair bu basit beklentiye verdikleri karşılık burjuva toplumda iki “cins”in tutum farkını ortaya seriyor. Ataerkil düzenin bu riyakar yüzünü yakın arkadaşının yaşadıkları ve yaşayamadıklarından aldığı esinle anlatan Henrik Ibsen, o dönemin iddialı sözlerle ses getiren feminist hareketinin birikimiyle de oyunun temel fikrini güçlendiriyor. Bir buçuk asır önce söylenen söz ile bugün yaşanan arasındaki paralelliği hissediyor, görüyor ve anlıyoruz. Çünkü; “Henrik Ibsen, 145 yıl önce bir oyun yazdı ve oyunun sonunda çarpılan kapı tüm dünyayı salladı.”

“Nora (Bir Bebek Evi)

Yazar: Henrik Ibsen

Çevirmen: Yonca Temel

Ayrıca Bakınız

Proje Tasarımı: Selin Şenköken, Tuğçe Altuğ

Yönetmen: Selin Şenköken

Işık Tasarımı: Kemal Yiğitcan

Sahne, Dekor ve Kostüm Tasarımı: Taciser Sevinç

Müzik: Madison Willing

Oyuncular: Tuğçe Altuğ, Deniz Celiloğlu, Özlem Öçalmaz, Jak Cem Avnayim, Emrah Özdemir, Işıl Dayıoğlu.


Tüm Hakları Saklıdır 2024 - Tasarım: Merhaba Grafik