Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi: Tiyatrocular için çözüm var mı?
Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi, hükümete “depremin etkilediği bölgelerde hayatlarını sanattan kazanan profesyonel, amatör, mahalli sanatçılar ve tiyatrolar için bir çözümünün olup olmadığını” sordu. İnisiyatif’ten yapılan yazılı açıklamada, bununla birlikte bölgede yaşamasa da turneleri, oyunları iptal olan ve afet nedeniyle sezonu erken kapatmak zorunda kalacak sanatçılar hatırlatıldı ve “söz konusu kişilerin ekonomik gelirleri konusunda adım atılması” talep edildi.
HÜKÜMETE SORULAR
Tiyatromuz Yaşasın İnisiyatifi tarafından hükümete yöneltilen sorular şöyle:
- Normal şartlarda bile imkânsız SGK ödemeleri ve Türk Lirası’nın günden güne değer kaybetmesi yüzünden sektörümüzde “sağlık” ve “emeklilik” hakkı yaratılamıyorken, Afet dolayısıyla işsiz kalan ve belki de uzun süre çalışamayacak emekçilerimiz için SGK, bir yöntem önerecek mi? Tiyatrolar ne zaman, oyuncularını ve tüm çalışanlarını sigortalı yapabilecek?
- Afet bölgesi dışında olan yerleşik tiyatrolar, şubat ayı boyunca iptal edilen temsiller ve tahsislerle karşı karşıya. Ancak, kira, faturalar, SGK ödemeleri ve vergiler durmuyor. Bu afette de yine tiyatroların kapanmasına göz mü yumacaksınız?
- Türkiye’deki tüm kültür merkezleri ve özel tiyatro binalarının depreme dayanıklılık kontrolü ve gerekiyorsa güçlendirme çalışmaları konusunda bir adım atacak mısınız?
- Devlet, ne zaman sanat üreticilerinin gerçek anlamda destekçisi olacak?
“DAYANACAK GÜCÜMÜZ KALMADI”
Yapılan açıklamada şu görüşlere yer verildi: “Altını çizerek söylemek isteriz ki, biz, sizden yardım, koruma, kontrol istemiyoruz. Anayasada açıkça belirtilen “Devlet, sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Sanat eserlerinin ve sanatçının korunması, değerlendirilmesi, desteklenmesi ve sanat sevgisinin yayılması için gereken tedbirleri alır.” Maddesinin uygulanmasını, “Sosyal Devlet” kavramının gereklerini yerine getirilmesini ve yasaların bizi, “tacir” olarak görmekten vazgeçmesini istiyoruz. Sektörümüze özel “A-tipik” çalışma biçimimin algılanmasını, dünyada çok fazla iyi örnekleri olan modelleri incelemenizi, liyakatli, adaletli ve hukukun üstünlüğüne inanan ve sanatın önemini kavrayabilecek entelektüel bir alt yapı ile tüm sistemin yeniden yapılanmasını ivedilikle teklif ve talep ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti’nin vatandaşları olarak hiçbir konuda kalmadığı gibi, bu ülkenin sanat üreticileri olarak bu konuda da daha fazla dayanacak gücümüz kalmadı!”