Abhazlar kimlerdir? Abhazların vatanı neresi? Neden göç ettiler?
Abhazlar, ata topraklarının insanoğlunun ayak bastığı en eski toprak olduğuna inanıyor… lkelerine verdikleri isim Aspnı, anlamı oldukça çarpıcı: “Can Ülkesi”. Bugün de Abhazya Cumhuriyeti’nin resmi adı “Aspnı Ahuıntkarra”, yani Apsnı Cumhuriyeti. Can Cumhuriyeti!
Abhazlar, köklü tarihleriyle kadim Kafkas halklarından biri… Bilinen tarihleri Milattan Önce 5 bin yılına kadar gidiyor. Bazı kaynaklarda ise Abhazların geçmişi Hitit halkına dayandırılıyor. Antik Yunan kaynaklarına kadar uzanan bir tarihleri var.
Doğu Karadeniz kıyılarındaki halkların tümüne “Colchis” diyen Grekler, 2 bin yıl önce bugünkü Pitsunda kendinden Trabzon’a kadar uzanan geniş bir alanı tarif ediyordu. Bilinen ilk Abhaz krallığının tarihi ise Milatta Sonra 3. yüzyıla kadar uzanıyor. Ortaçağ’da Bizans’ın etki alanında yaşayan ve Hıristiyanlık ile tanışan Abhazlar, Bizans’ın bölgedeki etkisi kırılınca kendi Krallıklarını da kurmuşlar. Komşu halklarla çatışmalar ve dışarıdan gelen istilalarla ile geçen tarih, Osmanlı’nın 16. yüzyıldaki hakimiyetine kadar sürmüş. Bu dönem de İslam hızla yayılmış. 19. yüzyılın başından itibaren ise bölge Rus hakimiyetinde…
Bugün Abhazya’da kala kala 120 bin civarında Abhaz kalmış. Türkiye’deki sayılarının ise 500 bin civarı olduğu tahmin ediliyor. Türkiye’de bu kadar çok olmalarının temel nedeni ise büyük Kafkas Göçü. 1864 yılındaki Rus Çarlığı pek çok Çerkes boyuyla birlikte Abhazları da kitleler halinde Osmanlı topraklarına sürdü. Sovyetler Birliği’nin ilk yılları bazı haklara kavuşsalar da, Gürcistan’a bağlı Özerk Cumhuriyet haline getirilmeleri, asimilasyonun da önünü açtı. Sovyetlerin dağılması sürecinde Abhaz-Gürcü savaşlarına yol açan tarihsel gerilimin arka planında da yıllara yayılan bu çatışma var. Bu çatışma ve gerilimler bugün de çözülebilmiş değil. Türkiye’de yaşayan Abhazlar da, anavatanlarının özgürlüğü için Türkiye devletinin ve elbette halklarının desteğini istiyor, bekliyor.
Abhaz ve Abazin adlı iki farklı gruba ayrılan Abhazlar, genel olarak Abhaza adıyla da biliniyor. Rusça’da Apsuva denilen Abhazlar daha çok İzmir, Adapazarı, Düzce, Bursa, Eskişehir gibi İç Batı Anadolu kentlerinde; Abazin ya da Asuva denilen Abazalar ise Samsun, Tokat, Yozgat, Zonguldak, Sivas, Kayseri, Adana gibi İç Doğu Anadolu kentlerinde yaşıyorlar. Aslında Abhazlar, üç ana unsurdan oluşuyor; su halkı Aspuva, yayla halkı Aşkurova ve dağ halkı Aşuva. Abhazalar, Çerkeslerden farklı bir halk olmalarına rağmen, 1864 Sürgünü sonrası Türkiye’de genellikle Çerkeslerle birlikte anılıyorlar ve Adige üstbaşlığı altında tanımlanıyorlar.
Abhazların inancı çoğunlukla sünni İslam, fakat bugünkü Abhazya’da yaşayan diğer halklar hesaba katıldığında nüfus çoğunluğu Ortodokslarda. Az sayıda Pagan olanlar da var. Kafkasya’nın ilk Hristiyan bölgesi olan Pitsunda da halen Abhazların en önemli kentlerinden biri.
Abhazlar, diğer Kafkas halkları gibi mert, savaşçı ve ahlaklı insanlar olarak biliniyor. Geleneksel değerlere bağlılık da bu halkın temel özelliklerinden biri. Kadının toplumda özel bir yeri var. Anaerkil öğeler de içeren geleneksel Abhaz kültüründe kadınlar erkeklerle birarada oturan, ata binen, fikir söyleyen etkin bir konumda yer alabiliyor. Kentleşme nedeniyle bugün geleneksel yapı kısmen çözülse de Abhazalar, geleneksel değerlerine bağlı bir halk olarak yaşamlarını sürdürüyorlar.
Abhaz folklorunda mitolojik hikâyelerin, Kafkas halklarının destanları Nart’ların özel bir yeri var. Özellikle de Abhaz Prometheus’u Abrıskil hakkındaki hikâyeler dikkat çekici. Mucizevi biçimde babasız doğan bir çocuk olan Abrıskil’in kahramanlık öyküleri ve maceraları, tıpkı Promete gibi mağaraya zincirlenmesiyle son buluyor.
Abhazlar uzun ömürlü biliniyorlar ve bunda yemek kültürlerinin ciddi payı var. Aşırı yemek yemeyi tehlikeli sayan Abhazlar, küçük lokmalar halinde az az yiyorlar. Süt ürünleri ve sebze ağırlıklı geleneksel mutfaklarında rafine şeker pek yok. Öğün aralarında “matzoni” adını verdikleri kefir içiyorlar. Abhaz mutfağı komşu halkların mutfağına benziyor, ancak kendine özgü derin bir kültüre de sahip. Abhaz tavuğu, ısırgan otundan yapılan harşıl, ekşi erik yemeği aphosa sızbal, kara lahana, kuru acıkalı et agost, yağda kızarmış hamur açaç ve elbette mısır unu ekmeği abısta… Sebze yemeklerinde süt ve süt ürünleri de mutlaka yer alır.
Türkiye’deki Abhazlar, bir yandan siyasi olarak tanınma mücadelesi veren Abhazya Cumhuriyeti ile dayanışma içinde olurken, diğer yandan diğer Kafkas sürgünleri gibi “geri dönüş” tartışmaları da yürütüyor. Abhazlar, aynı sürgün acısını çektikleri Çerkes halkı ile çoğunlukla ortak örgütlenmeler ve dayanışma içinde. Sürgün bir halk yüreğinde büyük acılar taşıyan Abhazlar, her yıl Büyük Sürgün’de yitirdiklerini anıyor, anayurt özlemini dile getiriyor.