Bambu Tiyatro: İstanbul seyircisine merhaba diyeceğiz
Ankara’da kurulu bulunan tiyatro topluluğu Bambu Tiyatro, Moda Sahnesi ve Cihangir Atölye Sahnesi’nde perde açmak üzere İstanbul’a geliyor. “50 Metre Yüksekten İçi Su Dolu Konserve Kutusuna Balıklama Atlamak” oyunuyla İstanbul prömiyerini yapacak olan topluluk, Arkadaş Zekai Özger’i anlatan “Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası: Sevdadır” oyununun yanı sıra yeni oyunları da sahnelemeye hazırlanıyor. Bir dergi ve yayınevi ile sanat yayıncılığı da yapan topluluğun İstanbul turnesini, oyunlarını ve yeni oyun hazırlıklarını Bambu Tiyatro Genel Sanat Yönetmeni Ozan Demircioğlu ile konuştuk.
MUSTAFA KARA
“50 Metre Yüksekten İçi Su Dolu Konserve Kutusuna Balıklama Atlamak” biraz uzun bir oyun adı değil mi? Nasıl bir anlam çıkarmalıyız bu “absürd” ifadeden?
Oyunun ismi konu ile paralel bir anlam içeriyor. Tiyatroda bu kadar uzun bir isim aslında çok da sık görülen bir durum değil. İsim, oyunun eylem noktasına dair bir ipucu diyebiliriz.
“Toplumsal düzenle uzlaşamama”ya dair bir oyun. Bir sirk soytarısı ve hayranı bir sirkin kulisinde nasıl bir yüzleşmeye giriyor?
Oyun bir sirk soytarısı ile hayranının kuliste kesişen hikayesini bizlere sunuyor. İki karakter de hayatlarının ‘iz’ bırakan noktalarını birbirleriyle yakınlaştıkça paylaşıyorlar. Bu iki dramatik hikaye günümüzde de toplumsal açıdan bireyin kent yaşamında ayakta kalma mecburiyetine de göz kırpıyor. Oyun, bir eğlenme aracından ziyade iki farklı bireyin ‘yıkımı’, ‘değişimi’ üzerinden iletisini sunuyor. Bu beraberinde kendimize sistemde kalmak, hayatta kalmak ve yaşama tutunmak için oluşturduğumuz bir kostümü de hatırlatıyor.
İki karakter de birbirine inanarak geçmişlerine dair bir sürece doğru yol alıyor. Metnin içindeki katmanlar açıldıkça biz karakterlerin dönüşümlerini, değişimlerini görmeye başlıyoruz. Burada hem kendileriyle hem de yaşadıkları toplumla yüzleşerek var olmaya çalıştıkça ‘son’a doğru ilerlediklerini görüyoruz.
Ankara Bambu Sahne Anadolu yakasında Moda Sahnesi, Avrupa yakasında Cihangir Atölye Sahnesi’nde perde açacak. Ankara grubu olarak İstanbul’da prömiyer yapmak, perde açmak sizin için ne ifade ediyor?
Bizim için İstanbul kültürel anlamda birçok farklılığı ve zenginliği içinde barındıran bir şehir. Oyuncu arkadaşlarımızın da hayatlarına idame ettirmeye başladığı bir sanat dünyası. Kasım ve Aralık ayı içindeki iki sahne de bizim için çok özel.
Moda Sahnesi, Bambu ekibinin yıllardır oyunlarını izleyerek kültürel gelişim sergilediği ve toplumsal değişime sundukları katkıya tanık olduğu bir mekan. Orada perde açmak Türkiye’de omuzladıkları mücadeleyi biraz daha yakından tanımamıza sebep. Bu durumdan kaynaklı orasının sanatsal varlığı hem bizler için hem de Türk tiyatrosu için çok önemli ve kıymetli. Tabii o üretim alanında bulunmak da bir o kadar bizim için anlamlı.
Cihangir Atölye Sahnesi ise Avrupa Yakası’nın bir kolektif üretim alanı. Yetiştirdikleri öğrencilerle sanatsal yolcuklarını herhangi bir ‘statik’ ilişkiye bağlamadan var eden bunu seyirciye sunarken de “söz”ünden geri durmayan bir alan. Bu alan Türkiye’de gerçekten ihtiyacımız olan bir üretim ve sanat mekanı. Bu mesleğin getirdiği bir arada olma haliyle var olanlar için önemli bir kurum.
Bizim tiyatro anlayışımız sanatın kutsanacak bir illüzyon yaratması değil, aksine sözümüzün ve bir aradalığımızın toplumsal bir resmini seyirciyle paylaşmak. Bu paylaşımı yaklaşık 10 yıldır Bambu Tiyatro olarak Ankara’da sürdürmeye gayret ediyoruz. 4 yıldır da Bambu Sahne adlı küçük sahnemizde var ediyoruz. Şimdi ise bu birlikteliklerle İstanbul seyircisine merhaba diyeceğiz. Bizim için böyle bir buluşma yaratacak güçte olmak bile yaptığımız sanatsal anlayışı destekleyen bir durum.
“Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası: Sevdadır”dan da söz edelim biraz. Arkadaş Z. Özger’i hangi yönleriyle tiyatro sahnesine taşıyorsunuz, ne öne çıkıyor?
“Sakalsız Bir Oğlanın Tragedyası: Sevdadır” özellikle Ankaralılar için önemli bir oyun. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi olan ve dönemin hem sanat hem de siyasi anlayışına “öteki” kalan bir şair, bir Arkadaş. 68 kuşağının sanat anlayışına “zarif” bir duruş. Oyuncumuz ve hocamız Hüseyin Oçan’ın bir Arkadaş gözüyle can verdiği geçmişten bugüne olan hikaye bu sezon Bambu olarak sahneye taşınıyor. Ankara Devinim Tiyatro bünyesindeki sahneleme süreci 2024 itibariyle Bambu Tiyatro olarak devam ettirilecek.
Eser, bir Arkadaş’ın gözünden Arkadaş’a ve arkadaşlara ‘merhaba’ diye sesleniyor. A. Zekai Özger’in yaşadığı dönemde ‘öteki’ olmanın nasıl yaşamanın sonunu getirdiğine geçmişten bugüne uzanan bir perspektif ile bakıyoruz. Bu hikaye hepimizin, bütün Arkadaş’ların yaşadığı bir hikaye. Bir toplum baskısının mahalle baskısına dönüşerek birey üzerinde, insan üzerinde nasıl sonuca taşındığının fotoğrafı.
Bambu Tiyatro olarak bu sezon sahnelediğiniz ve hazırlığını yaptığınız diğer oyunlar hakkında da kısaca bilgi verebilir misiniz?
Bambu olarak bu iki oyunumuzun dışında Aralık ayının 3. haftası itibariyle “Aptal Garson” adlı eserimiz seyirciyle buluşacak. Harold Pinter’ın “Git Gel Dolap” eserinden hareketle bugünün seyircisine ve sistemin etkisine merhaba diyen oyun.
“Yalan Makinesi” adlı bir Rus oyunu da bu yıl repertuvarımıza giren bir başka eser. Üçüncü olarak ise Şairin Ceketi adlı otobiyografik bir şiirsel anlatı da Ocak ayında seyirciyle buluşacak. Bu eserlerin dışında provaya devam eden ve önümüzdeki aylarda prömiyer yapacak oyunlarımız da var. Ancak henüz detayları tam belli olmadığı için zaman içerisinde paylaşacağız. Yaklaşık bu sezonu 7-8 oyun ile kucaklıyor olmaktan dolayı memnunuz.
Bambu olarak sahne üretimlerinin yanında ise yayınevi sürecimiz de mevcut. Uzun yıllardır devam eden Bambu Tiyatro ve Kültür-Sanat Dergisi’nin yanına son 2 yıldır ise Bambu Kültür Yayınları eşlik ediyor. Şimdiye kadar Hüseyin Mevsim’in çevirisiyle “Çağdaş Rus Oyunları – 1”, Prof. Dr. Nurhan Tekerek’in “Bilim, Etik, Süreç ve Tiyatroya Yansımalar”, Cuma Boynukara’nın “Ölüm Uykudaydı” ve “Yoksun”, Ahmet Yapar’ın “Satranç – Stefan Zweig’in Çöküşü” kitaplarını okurla buluşturduk.
- “50 Metre Yüksekten İçi Su Dolu Konserve Kutusuna Balıklama Atlamak” oyununun İstanbul prömiyeri 30 Kasım saat 18.30’da Moda Sahnesi’nde, ikinci temsili ile 17 Aralık saat 20.30’da Cihangir Atölye Sahnesi’nde gerçekleşecek.