Şuan Okunan
Tarsus Şehir Tiyatrosu: Biz 10 yıldır özel ve bağımsız tiyatroyuz!

Tarsus Şehir Tiyatrosu: Biz 10 yıldır özel ve bağımsız tiyatroyuz!

Yerel seçim sonrası tiyatrolar ile belediyeler arasındaki ilişkiler yeniden gündemde. Tarsus, “Şehir tiyatrosu kapatıldı” haberiyle kriz çıkan ilk yerlerden oldu. Mesele uzaktan göründüğünden biraz daha karışık. Yıllardır faaliyette olan Tarsus Şehir Tiyatrosu, isimlerinin belediye tarafından yasadışı biçimde kullanıldığını ve kapatılma haberlerinin de kendileriyle ilgili olmadığını söylüyor. 2000’li yılların başında Tarsus Belediyesi bünyesinde yeniden kurulan Tarsus Şehir Tiyatrosu, 2014’te tiyatro büyükşehir belediyesine bağlanmak istenince ayrışma yaşanıyor ve o tarihten bugüne yoluna özel tiyatro olarak ediyor.

Tarsus Belediyesi geçen dönem kurduğu belediye tiyatrosunda resmen yapamasa da fiilen “Tarsus Şehir Tiyatrosu” adını kullanınca işler karışıyor. Arası belediye ile limoni olan ve hiçbir destek alamayan “resmi” Tarsus Şehir Tiyatrosu ise şimdi “kapatılma iddialarının kendileri ile ilgili olmadığını anlatmaya çalışıyor. Tarsus Şehir Tiyatroları Genel Sanat Yönetmeni Tayfun Bağcı ve tiyatro oyuncusu Halil Engin Yılmaz, tiyatroların yerel yönetimlerle ilişkilerinin bağımsızlaşması ve yerel yönetimlerin desteklediği tiyatrolara bu konuda güvence vermesi gerektiğini vurguluyor.

İSMAİL SARP AYKURT

Tarsus Şehir Tiyatrosu ve Sanat Topluluğu uzun zamandır Tarsuslu tiyatroseverlerin hizmetinde sanat faaliyetleri yürütüyor. Gerek Tarsus’ta sahneledikleri oyunlarıyla gerekse de yapılan turnelerle adını duyuran topluluk şimdilerde bir yandan yeni sezonun hazırlıklarını sürdürüyor, diğer yandan “Tarsus Şehir Tiyatrosu” ismi etrafında dönen tartışmalarla uğraşıyor.

Yerel seçim sonrası CHP’li yeni Belediye Başkanı Ali Boltaç’ın “tasarruf tedbirleri” gerekçesiyle “Tarsus Şehir Tiyatrosu’nu kapattığı” ve sanatçıları farklı birimlere sürdüğü iddiası geniş yankı buldu. O konuda farklı iddialar ve açıklamalar gelirken, uzun yıllardır Tarsus Şehir Tiyatrosu adıyla faaliyet gösteren topluluk ise belediyenin kasıtlı tutumu nedeniyle “ikili bir durum” oluştuğunu, şehirde bu isimle bilinen iki tiyatro olduğunu söylüyor. Logoları farklı olan ve tamamen farklı işler yapan bu iki topluluktan belediyeye ait olanı bazen Tarsus Belediye Tiyatrosu, bazen Tarsus Belediyesi Şehir Tiyatrosu isimlerini kullanıyor, ancak çoğunlukla “Tarsus Şehir Tiyatrosu” ismiyle kamuoyu önüne çıkıyor.

Yıllardır faaliyetlerine devam eden Tarsus Şehir Tiyatrosu’nun Genel Sanat Yönetmeni Tayfun Bağcı ve tiyatro oyuncusu Halil Engin Yılmaz’la kentte aslında neler olduğunu ve yerel yönetimlerin tiyatro kurumlarıyla ilişkilerini konuştuk.

Öncelikle Tarsus Şehir Tiyatrosu’nun kapatılması iddialarıyla ilgili konuyu açıklığa kavuşturalım. Tarsus Şehir Tiyatrosu ile ilgili karışıklığın nedeni nedir, kısaca anlatır mısınız?

Tayfun Bağcı: Tarsus Şehir Tiyatrosu kapatılmadı. Bizim tarafımızda böyle bir durum söz konusu değil. Ortaya çıkan karışıklığın nedeni eski Belediye Başkanı Haluk Bozdoğan’ın kurduğu Tarsus Belediye Tiyatrosu’nun resmi ismi yerine yasal olarak hakları bizde olan “Tarsus Şehir Tiyatrosu” ismini kullanması. Bu nedenle bir karışıklığa neden oldular.

Tarsus Şehir Tiyatrosu’nun tarihini kısaca anlatmak gerekirse 1960’lı yıllarda Haşmet Zeybek, Yusuf Öz ve Halkevi’nden arkadaşları öncülüğünde, Tarsus Meydan Sahnesi, Tarsus Halk Tiyatrosu ve sonrasında Tarsus Şehir Tiyatrosu kuruluyor. 2000’li yıllara kadar kimi zaman kapanan, kimi zaman açılan, bazen belediye bünyesinde bazen de özel tiyatro olarak çalışmalarını sürdüren bir tiyatro. 2000’li yılların başında dönemin Belediye Başkanı Burhanettin Kocamaz, Yusuf Öz’ün de içinde bulunduğu bir kadroyla tiyatroyu belediye bünyesine alıyor ve deyim yerindeyse Tarsus Şehir Tiyatrosu’nu yeniden inşa ediyor. 2014 yılında dönemin Belediye Başkanı Şevket Can, dönemin Şehir Tiyatrosu kadrosunu Mersin Büyükşehir Belediyesi’ne bağlıyor. Yusuf Öz, büyükşehir belediyesi bünyesine girmeyi reddediyor ve Tarsus Şehir Tiyatrosu’nun isim haklarını da alarak Tarsus’ta özel bir tiyatro olarak yoluna devam ediyor. Ben de 2015’de Yusuf Öz ile çalışmaya başladım ve 2017’de Genel Sanat Yönetmenliği görevini ve isim haklarını devraldım. Biz o tarihlerde atölye olarak kullandığımız nikah salonunun alt katını oda tiyatrosuna çevirdik ve o tarihten bugüne kadar her hafta farklı bir oyun iddiasıyla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz.

Ayrıca bizim Tarsus Belediye Tiyatrosu hakkında aldığımız duyumlar bir çok haberin dedikodulara ve karalama kampanyalarına dayandığı yönünde.

“Yerel belediyelerin tiyatrolara ilgisi kesinlikle bağımsız olmalıdır. Kendi ideolojilerini bünyesine aldığı sanatçılara dayatarak bunu sanata ve sanatçıya yansıtmamalılar. Tam aksine, sanatçıyı ve sanatı bir ayna gibi görüp öz eleştirisini yapabileceği medeni ve gelişmiş bir bakış açısına sahip olmalılar.”

20-25 yıldır Tarsus Şehir Tiyatrosu ile yerel yönetim arasında karmaşık bir ilişki karmaşa görülüyor. Siz bu karmaşadan nasıl bir ders çıkardınız? Özellikle yerel yönetimlerle ilişkiler açısından…

Engin Yılmaz: Bu karmaşa bir takım konularda daha net düşünmemizi sağladı. Belediye bünyesinde olmanın avantajı var elbette. Fakat bu avantaj maddi kaygıların dışına maalesef çıkamıyor. Bağımsız bir tiyatro ekibi olarak çektiğimiz zorluklar gerek maddi gerek manevi olsun, bizleri yıpratan süreçlere götürüyor ama günün sonunda başımızı yastığa koyduğumuzda “Ne güzel iş yaptık” cümlesi bizlere yetiyor da artıyor. Bize göre, yerel belediyelerin tiyatrolara ilgisi kesinlikle “bağımsız” olmalıdır. Kendi ideolojilerini bünyesine aldığı sanatçılara dayatarak bunu sanata ve sanatçıya yansıtmamalılar. Tam aksine, sanatçıyı ve sanatı bir ayna gibi görüp öz eleştirisini yapabileceği medeni ve gelişmiş bir bakış açısına sahip olmalılar. Bunu yaparak sanatı daha ileri ve özgür bir ortama taşıyabilir, alacağı öz eleştirilerle yepyeni projelere ve hizmetlere kapı açabilirler.

Peki, ne tür çalışmalar yapıyorsunuz? Tarsus Şehir Tiyatrosu’nun tiyatro sanatına yaklaşımı ve repertuvarı hakkında bilgi verebilir misiniz?

Tayfun Bağcı: Çalışmalarımızı belli bir kategoride sınıflandırmak gerekirse sanata dair her şey diyebiliriz. Bizler bünyemizde yetiştirdiğimiz oyuncularımız ve ana kadromuz ile 2015 yılından bu yana aktif olarak oyunlarımızı sahnelemeye devam ediyoruz. Her yaş grubu için özel olarak oluşturduğumuz sınıflarımızda uygulamalı eğitimlerle Tarsus’taki sanata gönül vermek isteyen insanlara kurslarımızla ulaşıyoruz. Bu kurslar arasında tiyatro başta olmak üzere enstrüman, şan, resim, sinema ve fotoğrafçılık alanlarında da yetiştirdiğimiz öğrencilerimizi sahne önü ya da arkasında görevlendirerek sanata katkılarına yardımcı oluyoruz.

Engin Yılmaz: Geçtiğimiz sezon bizler için toparlanma süreci gibiydi. Hali hazırda pandemi sürecinin etkilerini daha yeni atlatırken ve hemen ardından yakın bölgemizde gerçekleşen 6 Şubat depreminde ana kadrodan Genel Sanat Yönetmeni Tayfun Bağcı’nın uzunca bir süre bölgede gönüllü olarak çalışması diğer ekip üyelerinin ara ara bölgeye destek ziyaretlerinde bulunması bir sonraki sezon için hazırlık yapmaya çok fırsat veremedi.

Kısa süren hazırlık sürecimizde ise repertuvarımıza Tayfun Bağcı’nın rejisiyle “Çatıdaki Yarasa” ve “Memleket Meselesi” Halil Engin Yılmaz’ın rejisiyle ise “2 Evli 1 Ev” ve “Kafalar Karışık” isimli oyunların yanında 4 farklı çocuk oyunu eklemiş olduk. Yorgun geçen sürecin üzerine seyircimizin ihtiyacı olan komediyi bu sezon bolca kullandık diyebiliriz.

“Özel tiyatronun ayakta kalabilmesi için destek projeleri oluşturmalı en azından vergi indirimleri sağlanmalı artan bu kadar fiyatın yanında sahne kiraları özel tiyatrolar için yeniden düzenlenmelidir. Bu ve bunun gibi maddelerle sanatın ve sanatçının güveni artar artan güvenle ülke olarak çok daha ileriye taşınmış oluruz.”

Kamusal tiyatro tartışmaları bir süredir devam ediyor. İstanbul’daki özel tiyatrolar da gerekli desteği alamadıklarını, yasal statülerinin belirsiz olduğunu söylüyor. Siz nasıl gözlemliyorsunuz, özel tiyatroların öncelikli meselesi nedir? Siyasal iktidardan ve yerel yönetimlerden neler bekliyorsunuz?

Ayrıca Bakınız

Tayfun Bağcı: Bu konu başlı başına ayrı bir röportaja konu olacak bir başlık. Hatta kurucu üyelerinden olduğumuz Akdeniz Bölge Tiyatro Kooperatifi üyelerimizle bu konuyu tartışmak için ortak bir buluşma gerçekleştirebiliriz. Yasal statülerin belirsizliği ve bunun getirdiği tehlikeleri yıllardır söylüyorduk ve atlattığımız pandemi sürecinde bunun darbesini yiyen birçok meslektaşımızı gördük. Güvencenin olmadığı bir ortamda mesleği yapmak tiyatroya duyulan saygıyı ve güvenceyi yıllar boyunca aşağılara doğru çekti. Başımıza gelen, bir musibet bin nasihatin önüne geçerek gerekli çözümleri henüz yürürlüğe koyamazsak da bunun üzerine düşünmeye başlamak, tartışmak da bir başlangıçtır.

Engin Yılmaz: Özel tiyatroların öncelikli meselesi güvencedir. Siyasal iktidarın ve yerel yönetimlerin bu güven ortamını oluşturması lazım. En basitinden bir sanatçı bir fikri oyununda işlediği için hakkında soruşturma başlatılmamalıdır. Özel tiyatroların ayakta kalabilmesi için destek projeleri oluşturmalı en azından vergi indirimleri sağlanmalı artan bu kadar fiyatın yanında sahne kiraları özel tiyatrolar için yeniden düzenlenmelidir. Bu ve bunun gibi maddelerle sanatın ve sanatçının güveni artar artan güvenle ülke olarak çok daha ileriye taşınmış oluruz.

Tarsus Şehir Tiyatrosu’nun yerel yönetimlerle ilişkilerine dönersek, taşrada tiyatro yapan bir topluluk olarak destek alabiliyor musunuz? Sahne sorununu nasıl çözüyorsunuz?

Tayfun Bağcı: Özel tiyatro olarak ayakta kalmak yeterince zorlu bir yol.Geçtiğimiz dönemin kendi yerel belediyemiz dışında birçok belediye ve kurumdan destek alırken bizim kendi yerel belediyemiz bizleri kapatmaya yönelik hamlelere kadar gitmeyi tercih etti. Şimdiye kadar seyircimiz dışında kimseden destek beklemedik ama az önce de belirttiğimiz pandemi ve deprem sürecinde bizlerin yanında olarak ayakta kalmamıza destek olan başlıca Mersin Büyükşehir Belediyesi, İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Seyhan Belediyesi diye uzayıp giden listedeki belediyelerin bizlere oyunlarımızı sahneleme fırsatı vererek hatırı sayılır katkıları oldu.

Engin Yılmaz: Oyunlarımızın kiraladığımız şehir içinde ve dışındaki salonlarda temsillerini gerçekleştiriyoruz. Tarsus’ta ise ne yazık ki oyunlarımızı daha çok seyirciye hitap edebileceğimiz yüksek kapasiteli bir salon olmadığı için genellikle kendi kurduğumuz oda tiyatromuzda temsillerimizi gerçekleştiriyoruz.

Tarsus Şehir Tiyatrosu yeni döneme nasıl hazırlanıyor, neler planlıyorsunuz?

Engin Yılmaz: Tarsus Şehir Tiyatrosu olarak yeni dönemde de bir önceki dönemlerde olduğu gibi kendimizi tekrar etmediğimiz repertuvarımıza alacağımız yeni oyunların hazırlıkları ile seyircilerimize perdelerimizi açmayı planlıyoruz. Provaları tamamlanmış oyunlarımızın yanında hazırlıkları halen devam eden oyunlarımızın çalışmaları devam ediyor.

Son olarak Tarsus’ta tiyatronun kalıcılaşması açısından seyirci ne durumda? Kendi seyirci profilinizi oluşturabildiniz mi? Seyirci sorunu yaşıyor musunuz?

Tayfun Bağcı: Tarsus tiyatroyu seviyor demek doğru ama Tarsus sanat seviyor demek çok daha doğru. Şehrin sosyolojik yapısı tarih boyunca bunu hep kanıtlamış. Yanlış politika ve sanata karşıt zihniyetler ile köreltilmiş Tarsus’un sanat ortamı basit çözümler ile halledilebilir. Biz yaptık ve gördük. Oyunlarımızın olduğu her temsilin sonunda ekip arkadaşlarımızla el ele tutuşup selama çıktığımızda seyirci sorunumuz olmadığını kanıtıyla gördük. Bu durum bizleri fazlasıyla mutlu ve kalıcı hale getirdi. Doğru yaklaşımlar ve iyi reklam çalışmaları ile Tarsus halkı çok sevdiği sahneye keyifle geliyor ardından işimizin hakkını verdiğimizi anlatan gözler ve sözlerle bir sonraki temsil tarihimiz için bizlerle sözleşip evlerine gidiyorlar.


Tüm Hakları Saklıdır 2024 - Tasarım: Merhaba Grafik