Güzel ve Çirkin: Masallar gerçek olsaydı…
“Oh la Belle et la Bête
Quelle tragédie
Elle est comme le jour
Il est comme la nuit
Il est amoureux
Elle ne se soucie pas
Vont-ils mourir tout seule?
On verra.”
DİLAN AYDEMİR
“Güzel ve Çirkin” Fransız yazar Jeanne-Marie Le Prince de Beaumont’un, güzel, genç bir kız ile canavara dönüşmüş bir prensi konu alan masalına dayanır. Birçok kez sinemaya uyarlanan, hatta Akademi Ödülü tarihinde En İyi Film Oscar’ına aday gösterilen bir animasyon filmi de bulunan bu masal, Ankara Devlet Tiyatrosu tarafından çocuklar için sahneye taşınıyor. Jan Aust’un yazdığı oyunu, Hale Kuntay’ın çevirisiyle Yönetmen Gökhan Doğan sahneye taşıyor.
Bugünlerde 30’una merdiven dayamış, Y kuşağından biri olarak çeşitli versiyonlarını izleme şansını bulduğum hikâyeyi, tiyatro sahnesinde de izlemenin oldukça özel bir tecrübe olduğunu belirtmek isterim. Çocuk oyunu izleyeceğim düşüncesiyle gittiğim oyunda, çocukluğuma dair unutulmaya yüz tutulmuş hislerin yanı sıra bugün ve yarın da vazgeçmemem gereken değerleri hatırlatması bakımından “Güzel ve Çirkin” ile yıllar sonra yeniden karşılaşmak kıymetliydi.
BEKLENMEYEN BİR AŞKIN HİKAYESİ
Masalın konusunu kısaca hatırlamak gerekirse: “Kendisine yapılan büyü sonucunda korkunç bir yaratığa dönüşen bir prens, şatosunda aynı büyü sonucu konuşan eşyalara dönüşmüş çalışanlarıyla yaşamaktadır. Ona âşık olacak hiçbir kadın çıkmazsa sonsuza dek canavar olarak kalacaktır. Tüccar olan bir adam yolculuğu sırasında fırtınaya yakalanır. Dönüş yolunda gece konaklayacak bir yer ararken yakınlardaki bir şatoyu görür. Ev sahibi ortada görünmese de her şey konuğun rahatı için ayarlanmıştır. Gitmek üzereyken, gözü bir güle ilişir ve Güzel’in kendisinden bir gül istediği aklına gelir. Gülü koparan adam şatonun sahibi olan canavarla yüz yüze gelir ve hayatına karşılık kızını canavara teslim etmek zorunda kalır. Tüccarın en küçük kızı olan Güzel anlaşmayı kabul ederek canavarın şatosuna yerleştiğinde hiç beklemediği bir aşkla karşılaşacağından habersizdir…”
Güzel’e Cansu Arslan’ın, Çirkin’e Yunus Beydoğan’ın sahnede hayat verdiği oyun, hikâyenin özüne sadık kalarak sahneleniyor. Diğer versiyonlarda olduğu gibi sahnelenen bu oyun da kalabalık bir kadroya sahip. Tıpkı Çirkin gibi, Cadı tarafından büyülenen Şamdan, Saat, Fırça, Çaydanlık, Dolap ve Bıçak’ı birer karakter olarak sahnede görmek oyuna hem komedi unsuru katıyor, hem de oyunun temposunu yükseltiyor. Büyü bozulana kadar oyuncuları eşyaların kostümleriyle izlemek de oldukça eğlenceli, ekibin kendi içindeki uyumu da oldukça iyi. Oyuna komedi unsuru katan biri de Baba karakteriyle Can Öztopçu. Güzel’in babası olarak kaleye kapatılan kızı için endişelendiği sahnelerdeki duygusallığı saymazsak, en çok ona güldüm. Dadı ve kızlar bu versiyonda da epeyce gıcıklar ve bu açıdan gayet başarılılar.
GÖRSEL VE İŞİTSEL EFEKTLER ÖNEMLİ YER TUTUYOR
Güzel ve Çirkin oyununda görsel ve işitsel efektler büyük yer tutuyor ve izleyiciyi oyuna çeken en büyük etkenlerden biri bu. Tiyatroda, teknoloji ve tasarımın nimetlerinden faydalanılması gerektiği düşüncesindeyim. Elbette bu bütçeyle doğru orantılı ve oyunun bu denli iyi sahneleniyor olmasında, ödenekli bir tiyatroda oynanıyor olmasının payı yadsınamaz.
Oyunda dekor tasarımı Emre Satı, kostüm tasarımı Esra Selah, ışık tasarımı Nihat Bahar’a ait ve sahnede uyum içinde tam anlamıyla bir görsel şölen yaşatıyorlar. Özellikle Çirkin’in kostümü bugüne kadar gördüğüm en iyi tasarımlardan. Yine de Çirkin’i canlandıran Yunus Beydoğan’ın o kostümü taşırken zorlandığını tahmin ediyorum.
Sadece izledikleri karşısında kocaman heyecanlarını belli eden minik seyirciler değil, oyunu ezbere bildiğim halde ben de her sahnede görsel ve işitsel öğeleri merakla takip ettim. Arada yakınımda oturan miniklerin heyecanına odaklanıp onları dikkatle izlediğim ve dinlediğim de oldu. Onların yaşlarında, sahnede bu oyunu izleseydim ne hisseder, ne düşünürdüm acaba? Bugün 30 yaşında biri olarak “Güzel ve Çirkin”in hikayesinden bu izleyişimde de etkilendim, bir kez daha sevdim ve yine “Masallar gerçek olsaydı, acaba nasıl bir hayatımız olurdu?” sorusu zihnimde yankılandı.
“GÜZEL VE ÇİRKİN”
Ankara Devlet Tiyatrosu
Çocuk Oyunu, 2 perde,1 saat
Yazan: Jan Aust
Çeviren: Hale Kuntay
Yöneten: Gökhan Doğan
OYUNCULAR: Cansu Arslan, Yunus Beydoğan, Dilek Ersoy, Can Öztopçu, Buket İnger, Şahnur Dedeoğlu Duman,
Elif Çetin, Eren Özkan, Burçak Kaya, Övgü Yılmaz, Ekin Yeşer, Sibel Türkoğlu, Hasan Çağrı İlikoğlu, Gizem Eskiduman, Öykü Kaya, Çatal Taner Aktaş, Halil İbrahim Begit, N. Volkan Akün
Ayrıca BakınızDekor Tasarımı: Emre Satı
Kostüm Tasarımı: Esra Selah
Işık Tasarımı: Nihat Bahar
Müzik: Berna Tülay Uğurlar
Müzik Direktörü: Kemal Günüç
Koreografi: Nebi Birgi
Dramaturg: Eren Aysan Yığcı
Yönetmen Yardımcıları: Tuba Erkan, Hasan Çağrı İlikoğlu