Şuan Okunan
Karaköy’ün yeni kimliği: Borsalar, bankerler, bankalar

Karaköy’ün yeni kimliği: Borsalar, bankerler, bankalar

“Havyar Han’a ilk kez girdiğinde kişi Ticaret Tanrı’sının huzurunda olduğunu fark etmeyebilir. Ama bu tellal ve sarraf kalabalığına daha yakından bakar bakmaz, durumun ciddiyeti açıklık kazanır. Buradaki heyecan kumar masasındaki heyecana benzer. Tek fark şudur ki, kumar masasında oturulur, burada ise sürekli hareket edilmektedir”.

Skarlatos O. Byzantinos, 19. yüzyıl

Fatih Sultan Mehmed İstanbul’u fethettiğinde Bizans’ın Batı ile ilişkilerinin kalbi olan Galata Limanı, neredeyse 500 yıl sonra Osmanlı’nın Batı ile ilişkilerini sağlayan en önemli limandır. Galata, artık Perşembe Pazarı, Voyvoda Caddesi ve civardaki dev ticaret binaları, iş hanları ile görkemli bir ekonomik merkezdir. Artık nüfusu 1 milyon sınırına ulaşmış dünya başkentinin kalbi Karaköy, Pera, Beşiktaş hattında atmaktadır.

Nicholaos Papadopoulos 1817’de Venedik’te Yunanca basılan Ticaret Ansiklopedisi’nde Karaköy Meydanı’nın 19. yüzyılın başındaki halini ayrıntılı biçimde anlatır: “Rusya’yla ticaret yapan tüccarlar Havyar Han’dadır. Handaki alan kısıtlı olduğu için, yakınlara çok sayıda taştan geniş depolar inşa edilmiştir. Havyar Han’ın yakınındaki Frenk gümrük dairesi Galata’ya deniz yoluyla gelen Avrupa ve Rus mallarıyla doludur. Atölyeleri yakınlarda bulunan Ege adalarından marangozlar, ceviz ve karaağaçtan Avrupa tarzı kaliteli mobilyalar, ayna ve ikonlar imal eder. Fıçı imalatı da Galata’daki önemli uğraşlardan biridir. Pek çok ticari gemi fıçılarını buradan temin eder ve bunlar şarap, zeytin ve zeytinyağı için kullanılır. Galata’nın demirci ustaları demir kapılar, kapılar ve kepenklerin

yanı sıra gemi çapaları yapar. Rusya’nın zenginliği Galata’ya akar. Buğday, tereyağı, deri, Kırım yünü, demir, kenevir, sırma iplik, havyar ve samur kürkü başlıca ürünlerdir. Avusturya’dan Trieste ve Tuna üzerinden Bohemya camları, Saksonya porselenleri, hazır giyim, sarı sırma kordon ve ayna gelir. İtalya’dan Floransa ipliği ve kağıt, Fransa’dan Marsilya kumaşı, İngiltere’den saatler ve lüks elbiseler, Hollanda’dan değerli taşlar, Mısır’dan pirinç, pamuk ipliği, Arap kahvesi ve tütsü, Ege adalarından şarap, rakı, zeytin, zeytinyağı, buğday, tuz, pamuk, limon ve dokuma gelir.”

Karaköy Meydanı’nın uzun süre en hareketli ticaret ve finans noktalarından biri olur Havyar Han. Giderek döviz, bono ticaret gibi kalemlerle bankerliğin de kalbi burada atmaya başlar. Özellikle Kırım Savaşı’nın doğurduğu buhranlı yıllardan itibaren İstanbul’un adı konulmamış resmi borsası gibidir Havyar Han. Devletin bir yandan kontrol altında tutmak istediği, diğer yandan acil krizlerini çözebilme adına desteklediği bir yerdir. Borsa ile birlikte devletin borçlarının da büyüdüğü bir dönemdir. Maalesef Havyar Hanı da 1958 yılında yapılan büyük yıkımlar sırasında yerle yeksan edilir.

Bankalar Caddesi’nde yeni bir hegemonya

19. yüzyılın son çeyreğine varıldığında, artık Karaköy adını da almış olan Galata, Osmanlı’nın finans merkezidir. Voyvoda Caddesi, ruhu itibariyle artık Bankalar Caddesi olmuştur. Cumhuriyet’in ilk yıllarında da devam edecek bir ekonomik egemenlik burada tesis edilmiştir. Galata bankerlerinin ve bankaların yaptırdığı dev ve görkemli binalar artık Karaköy’ün kimliği gibidir. Şirket-i Hayriye vapurları seferlerine başlamış, tramvay şirketleri kent içi ulaşımda önemli bir yer edinmiştir.

Osmanlı’nın çöküşüne kadar dünyanın en önemli borsaları arasında gösterilen Galata Borsası faaldir. Yabancı bankalar gibi, Osmanlı Bankası da burada kurulmuştur. Bu görkemin ardında Osmanlı’nın yabancı yatırımcılara giderek artan bağımlılığı, nihayetinde Galatalı bankerlere olan büyük borçları bu dönemin de sonunun geldiğinin işaretlerini verir. Bankalar Caddesi boyunca ve Karaköy Meydanı’nda yükselen neoklasik ve neorönesans tarzlarındaki binalar aslında koca bir imparatorluğun çöktüğünün de habercisi olur.

Resmi borsanın kuruluşu da bu yıllara rastlar. İlk yasal borsa tellallar birliği 1864’te, Avrupa borsalarını model alan resmi borsa 1866’da kurulur. “Dersaadet Tahvilat Borsası”, Havyar Han’ın hemen karşısındaki Borsa Han’dadır. Tamamı Rumlardan oluşan 20 kişilik bir komitesi vardır. Skarlatos O. Byzantinos, 1860’larda Havyar Han’ın hemen karşısındaki borsaya rağmen, hâlâ borsanın asıl kalbi olduğunu söyler.

Ticaret Tanrısı’nın huzuru!

Değerli kağıtların alım satımının yapıldığı, en büyük şirketlerin kaderinin çizildiği, daha ileri gidilirse “paranın değerinin, Osmanlı’nın mali gücünün şekillendiği” yerdir. “Havyar Han’a ilk kez girdiğinde kişi Ticaret Tanrı’sının huzurunda olduğunu fark etmeyebilir. Ama bu tellal ve sarraf kalabalığına daha yakından bakar bakmaz, durumun ciddiyeti açıklık kazanır” der Skarlatos O. Byzantinos ve şöyle devam eder: “Buradaki heyecan kumar masasındaki heyecana benzer. Tek fark şudur ki, kumar masasında oturulur, burada ise sürekli hareket edilmektedir”.

Ayrıca Bakınız

Galata finans krizi yoğunlaşıp, borçları idare etmek için bankerler yetmez olunca bankacılığın da doğduğu adres olarak karşımıza çıkar. Zaten, Galata’nın bankerlik, bankacılık ile hemhal olması çok eskilere dayanır. Galata Bankerleri, modern bankacılığın yanında sanat, edebiyat, burjuva kültürü, kısacası Batı medeniyetinin de taşıyıcısı olurlar.

1877-78 Osmanlı-Rus Harbi’nin ardından devlet iflas noktasına gelince Osmanlı maliyesine “Düyun-ı Umumiyye” idaresi el koyar. Bu Galata Bankerleri’nin de sonu olur, artık devlet ile iş yapamaz hale gelirler. Bankerler gider, ama bu kez de Karaköy’de, Perşembe Pazarı’nın üst taraflarında ihtişamlı binalarıyla bankalar arz-ı endam ederler. Zaten bankerlik sistemi yetersiz kalmaya başlamış, bankalar ilk adımlarını atmışlardır. Osmanlı’nın ilk bankası devlet himayesinde kurulan 1847 yılında Jacques Alléon, Manolaki Baltazzi adlı iki Galata bankeri tarafından Bank-ı Dersaadet-İstanbul Bankası (Banque de Constantinople) adıyla kurulur.

Bir başka banka ise 1853-1856 Kırım savaşı sırasındaki ilk büyük dış borçlanma sırasındaki işleri yürütmek için kurulan devlet bankası olur. Bir yıl süren çalışmaların sonunda The Ottoman Bank merkezini Londra’da kurar, on gün sonra 13 Haziran 1856 tarihinde de İstanbul’da halka kapılarını açar. Ancak bu proje pek başarılı olamayınca The Ottoman Bank 1863’te tasfiye edilir ve hükümetin de dahli ile Bank-ı Şahane-i Osmani olarak yeniden kurulur. Bu banka, Osmanlı Bankası olarak anılacaktır. Para basma dahil resmi işlerin tümünü Cumhuriyet’in ilk yıllarına kadar sürdürür, sonrasında da Osmanlı Bankası olarak faaliyetine devam eder.

Zor günler geçirir, işgal yıllarının karanlığını da atlatır Galata. Bankalar Caddesi’nin hemen altında yer alan Perşembe Pazarı, kentin ilk kurulduğu dönemlerde olduğu gibi, her zaman ticaretin, ekonominin, hayatın kalbinin attığı yerdir. Karaköy, Beyoğlu, Beşiktaş hattı Osmanlı’nın son yıllarında imparatorluğun başkentinin kalbini oluştururken, Perşembe Pazarı bu kalbi besleyen atar damarlardan biri olarak çok özel bir konumdadır.

Bir tarafında yükselen sanayi, bir tarafında payitaht, orta yerinde uluslararası ticaretin merkezi, üst taraflarında yükselen yeni kültür ile Perşembe Pazarı, yeni cumhuriyeti eşsiz bir konumda karşılar. Değişim, her devrin Galata’sı için vazgeçilmezdir ve yeni cumhuriyet şimdiden Galata için de değişimin işaretlerini taşır. Perşembe Pazarı da yıllardır biriktirdikleriyle bu değişime hazırdır.


Tüm Hakları Saklıdır 2024 - Tasarım: Merhaba Grafik