Moda Sahnesi TV: Medyayı beklemektense kendi medyamızı kurduk!
“Medyanın bizi bulmasını beklemekle geçiyor ömrümüz” diyen tiyatrocular Youtube’da kendi TV kanallarını kurdu. Moda Sahnesi TV tiyatroya dair her şeyin konuşulduğu sohbetlerle başladı, aşama aşama ilerlemeyi hedefliyor.
MUSTAFA KARA
Kültür sanatın, özellikle de tiyatronun ana akım medyadan tamamen kovulduğu, bağımsız medyada dahi kendine güçlükle yer bulabildiği koşullarda Moda Sahnesi, sessiz sedasız bir yayıncılık işine girişti. Moda Sahnesi TV’de tiyatro üzerine sohbetler ediliyor, pek çok soruya yanıt aranıyor. Kemal Aydoğan, Onur Ünsal, Timur Acar, Melis Birkan ve pek çok tiyatrocu “Tiyatronun İçinden” serisiyle kendi deneyimlerini anlatıyor, görüşlerini paylaşıyor.
Kemal Aydoğan, Moda Sahnesi TV fikrinin tiyatronun ilk kurulduğu 2013 yılına kadar uzandığını söylüyor. Hatta o dönem kısa bir süre hayata da geçirmişler. “O dönem bu işi üstlenen arkadaşlarımız çabuk pes etti ve bizi terk ettiler. Sinemacı iki arkadaştı. Bu hayal kırıklığından sonra bu yıla kadar aklımızdan geçirmedik bir daha” diyor Kemal Aydoğan. Halil Serhan Köse’nin “hala TV fikrine sıcak bakıp bakmadıklarını” sorması ile süreç yeniden başlamış. 9 Eylül Sinema TV Bölümü mezunu olan Halil Serhan Köse, sektörde de çalışmış bir belgeselci. “Biz emek veremeyiz, sen vereceksen buyur” demiş Moda Sahnesi ve Halil Serhan Köse’nin kabul etmesiyle ilk planlar ilkbaharda yapılmış, yaz aylarında çalışmalara başlanmış. Sonbaharda meyveleri toplanıyor şimdi.
“MEDYANIN BİZİ BULMASINI BEKLEMEKLE GEÇİYOR ÖMRÜMÜZ”
Kemal Aydoğan, Moda Sahnesi TV’nin “hem ekibin yaptığı işleri anlatacağını, hem bu faaliyeti sürdürme aklı, fikri nasıl çalışıyor onu göstereceğini” söylüyor: “Tiyatroyu nasıl anlıyoruz? Tiyatronun unsurları ile ilişkimiz ne? İlk başta bunun peşindeyiz. Devam edebilirsek üç yılın sonunda kendimizle sınırlı kalmayıp dışarıdaki tiyatro faaliyeti ile de ilişkilenmeyi istiyoruz. Bir tür gündem oluşturmak için.”
Tam burada bir serzeniş gündeme geliyor. Çünkü “Hem bir takım sorunları, hem de oyunları duyurmak için bazen medyanın bizi bulmasını beklemekle geçiyor ömrümüz” diyor Kemal Aydoğan ve bir bakıma yola çıkış nedenlerini özetliyor: “Madem böyle bir imkan yaratmak zor, o zaman kendi medyamızı kendimiz kuralım dedik.”
ÖNCELİKLİ HEDEF SEYİRCİLER
Moda Sahnesi TV’nin öncelikli hedefi Moda Sahnesi’nin seyircileri. Sonrasındaki hedef ise yeni seyirciler kazanmak. “Tiyatronun Moda Sahnesi özelindeki yaşantısını paylaşarak tanışıklığımızı arttırmanın peşindeyiz. İleride de bir takım tiyatro problemlerini onlara açmayı ve birlikte tartışmayı hedefliyoruz.” diyor Kemal Aydoğan.
Biri büyük, biri küçük iki sahnesi, bir sinema salonu, bolca ışık ve ses sistemi olan yerleşik bir tiyatro olarak teknik açıdan hayli avantajlı konumdalar. Kemal Aydoğan, hala ekipman eksiklikleri olduğunu, tamamlamış sayılamayacaklarını belirterek, bu tür bir TV faaliyetinin ek bir bütçeye sahip olmayı gerektirdiğini anlatıyor: “Halil olmasa yine olmazdı. Bütçesi sınırlı bizim gibi topluluklarda bütün koşulların hazır olması tesadüflere bağlı. Bu yüzden bir Ostermeier bizden çıkmıyor.”
“EPEY BİR HAYALİMİZ VAR”
Moda Sahnesi TV, şimdilik tiyatrocuların anlattığı hikayelere tanıklık ediyor. Moda Sahnesi’nin kurucularıyla yapılan söyleşiler, diğer oyuncular ile devam ediyor. “Epeyce bir hayalimiz var” diyor Kemal Aydoğan, emin adımlarla ilerlemeyi tercih etmişler. Aşama aşama, becerdikçe yeni bir aşamaya geçen bir çizgi izleyecekler. Adım adım tiyatronun problemlerini tartıştırmak, sanatın diğer dertlerine doğru ilerlemek gibi hayalleri de var. Aksiliklerle kendilerine güvenlerini kaybetmemek için acele etmiyorlar.
Moda Sahnesi oldum olası “dijitalleşme, online yayın” gibi konularda daha muhafazakar bir yerde duruyor. Pandemi dönemi tiyatro sahnesinden canlı yayınlar yaparak dünyanın dört bir yanındaki izleyicilere ulaşsalar da, bu “sıcak baktıkları” bir durum değil. Haliyle Moda Sahnesi’nin gündeminde “oyunları online yayımlamak, buradan bir gelir elde etmek” gibi bir başlık yok: “Moda Sahnesi TV’yle para kazanma derdimiz yok, gitmesin yeter”.
